English    Türkçe    فارسی   

2
3413-3437

  • Mürit gelip baktı, gördü ki halis bal. O manasız düşmansa kör oldu, bir şey göremedi.
  • O zaman pîr müridine dedi ki: “ Yürü ey ulu mürit bana şarap bul,
  • Bir hastalığım var, şarap içmek zaruretindeyim. Hastalıktan ölüm haline geldim, hatta bu halden de ileri bir hale düştüm. 3415
  • Zaruret vakti her pis, temiz sayılır. İnkâr edene lânet, başına toprak!
  • Mürit, meyhaneleri dönüp dolaşmaya, şeyh için her küpten şarap taşımaya başladı.
  • Fakat küplerin hiç birin de şarap bulamadı. Hurma şarabıyla dolu olan küpler, balla dolmuştu.
  • “Rintler, bu ne hal, bu ne iş? Hiçbir küpte şarap bulamıyorum” dedi.
  • Bütün Rintler, ağlayıp ellerini başlarına vurarak Şeyhin yanına geldiler. 3420
  • “Ey ulu Şeyh, sen meyhaneye geldin, bütün şaraplar, kudümünün hürmetine bal oldu.
  • Şarabı arıttın, bizim canlarımızı da kötü huylardan arıt, tebdil et “dediler.
  • Cihan, baştanbaşa ağız, ağıza kanla dolu olsa Allah kulu yine ancak helâl yer.
  • Allah razı olsun, Ayşe’nin Mustafa Sallâllahü Aleyhi Ve Sellem’e “Sen seccade yaymadan her yerde namaz kılıyorsun” demesi
  • Bir gün Ayşe, Peygamber’e dedi ki. “Ey Allah Resulü, sen aşikâr, gizli,
  • Neresini bulursan orada namaz kılmaktasın. Hâlbuki evde pis adamlar da gezip tozuyor. 3425
  • Sen de bilirsin ki pis çocuklar, nereye varırsa orasını pislerler.”
  • Peygamber, “Şunu bil: Allah, büyükler pis şeyleri temiz etmiştir.
  • Hakk’ın lûtfu, bu yüzden secdegâhımı, ta yedinci kat göğe kadar arıttı” diye cevap verdi.
  • Kendine gel, kendine. Padişahlara hasede kalkışma. Terk et hasedi. Yoksa âlemde sen de bir iblis olursun.
  • Veli, zehir yese bal olur, sen bal yesen zehir kesilir. 3430
  • O, varlığını Allah varlığına tebdil etmiştir. İşi de eşyayı tebdil etmedir. O, lütuftan ibaret bir hale gelmiştir, her türlü ateşi de nur olmuştur.
  • Ebabil kuşlarında Allah kuvveti vardı. Yoksa bir kuşcağız nasıl olurda bir fili helâk edebilirdi?
  • Koca bir orduyu birkaç kuş kırıp geçirdi. Bak da bu kudretin Allah’tan olduğunu bil.
  • Eğer bundan şüpheye düşersen yürü var, Eshabı fil suresini oku.
  • Onunla inada kalkışır, beraberlik dâvasına girişirsen, yok mu? Eğer onlardan başını kurtarabilirsen beni de kâfir bil sen! 3435
  • Farenin deve yularını çekmesi ve kendi kendisine gururlanması
  • Bir fareceğiz, bir devenin yularını eline aldı, kurula, kurula yola düştü.
  • Deve, tabiatındaki mülayimlik yüzünden onunla beraber yürümeye koyuldu. Fare “Ben, ne de pehlivan, ne de yiğit ermişim” diye gurura düştü.