English    Türkçe    فارسی   

2
3450-3474

  • Fare, “Tövbe ettim, Allah hakkı için beni bu helâk edici sudan geçir.” dedi. 3450
  • Deve acıdı, “Haydi hörgücüme sıçra, otur.
  • Bu geçiş, benim işim. Seni de, senin gibi yüzlercesini de geçiririm” dedi.
  • Mademki peygamber değilsin, yola düş de günün birin de kuyudan kurtulup yüce bir makama erişesin.
  • Sultan değilsen yürü, riayet ol. Kaptan değilsen gemiyi öyle alabildiğine yürütme.
  • Ticarette kâmil değilsen yalnız başına dükkân açma; yoğrulup kemale gelinceye dek birisinin hükmü altına gir. 3455
  • “Susun, dinleyin” emrini işit, sükût et. Mademki Allah dili olamadın, kulak kesil.
  • Söylersen bile sual tarzında söz söyle. Padişahlar padişahıyla edepli konuş!
  • Kibir ve kinin başlangıcı şehvettendir. Şehvetinin yerleşip kuvvetlenmesi de itiyat yüzündendir.
  • Kötü huy, âdet edindiğinden dolayı sağlamlaşır, yerleşir. Seni ondan vazgeçirmek isteyene kızarsın.
  • Toprak yemeye alışırsan kim seni bundan menetmeye kalkışırsa onu düşman sayarsın. 3460
  • Puta tapanlar, bu tapmayı huy edindiklerinden men edenlere düşman olmuşlardır.
  • İblis, ululanmayı huy edinmişti de eşekliğinden Âdem’i kendisinden aşağı gördü.
  • “Benden daha ulu başka birisi yok ki. Benim gibi bir kişi, ona secde eder mi?” dedi.
  • Ululuk zehirdir. Ancak, ta ezelden panzehire sahip olan ruh müstesna.
  • Dağ, yılanla dolu ise içerisinde panzehir yeri bulundukça korkma. 3465
  • Kafana ululuk yerleşmiş, onun için kim seni kırarsa onu ezelî düşman sayarsın.
  • Birisi huyuna aykırı söz söylerse ona bir hayli kinlenirsin.
  • Beni huyumdan çevirecek, şakirt haline sokacak, kendisine tâbi kılacak dersin.
  • Böyle adamın kötü huyu serkeş olmasa, o huya aykırı şeylere niye ateşlenir, kızar;
  • Yahut muhalife müdana eder, onun gönlünde bir yer kazanır? 3470
  • Çünkü kötü huyu adamakıllı kuvvetlenmiştir. Karınca gibi olan şehvetti, itiyat yüzünden adeta ejderha kesilmiştir.
  • Şehvet yılanını önceden öldür. Yoksa hemencecik ejderhalaşır.
  • Fakat herkes, yılanını karınca görür. Sen kendini bir gönül sahibine sor!
  • Bakır, altın olmadıkça bakırlığını; gönül padişah olmadıkça müflisliğini bilmez.