English    Türkçe    فارسی   

2
3517-3541

  • Musa, sen ne fazla konuşuyorsun, git, uzaklaş... Yahut da benimle olunca kör dilsiz kesil.
  • Yok... Eğer gitmez, inadına oturursan hakikatte de bence gitmiş, benden ayrılmış sayılırsın” dedi.
  • Meselâ namazda ansızın yellensen, biriside sana git yeniden aptes al dese,
  • Gitmez, orada kakılır kalır namaz kılmaya devam edersen istediğin kadar eğil bükül, yat kalk.. be şaşkın, zaten namazın gitti! 3520
  • Yürü, seninle eş olanların, sözünü sohbetini susamışçasına sevenlerin yanına var.
  • Bekçi, uyuyanlara göredir. Balıkların bekçiye ne ihtiyacı var?
  • Çamaşırcıya elbise giyenler muhtaçtır. Çırçıplak canın ziyneti Allah tecellisidir.
  • Ya çıplakları bırak, bir yana çekil… Yahut onlar gibi elbiseden vazgeç!
  • Yok... Eğer tamamıyla soyunamıyorsan bari elbiseni azalt da orta halli ol!” 3525
  • Fakirin şeyhe özrünü arz etmesi
  • Fakir, o şeyhe ahvalini anlattı, suçuna özürler diledi.
  • Şeyh’in sualine, Hızır’ın cevapları gibi güzelce, doğruca cevaplar verdi.
  • Nitekim Kelîmin suallerine Hızır’ın Alîm Allah’tan verdiği cevaplarlarla;
  • Musa’nın müşkülleri halloldu. Hızır, Musa’ya her müşkülü için anlatılamayacak derecede miftahlar verdi.
  • Dervişe Hızır’dan mirastı, o da şeyhin suallerine cevap vermede himmet etti. 3530
  • Dedi ki: “Orta yol hikmetse de bu orta hallilik de nispidir.
  • Su, deveye göre azdır, fakat fareye göre deniz gibiydi.
  • Birisinin dört ekmeğe ihtiyacı olurda iki yahut üç tanesini yerse bu, orta bir yiyiştir.
  • Fakat dördünü de yerse bu yiyiş, orta bir yiyiş değildir ki. O adam, kaz gibi hırsına esir olmuştur.
  • Birisinin on ekmeğe iştahı olsa da altısını yese bu orta sayılır. 3535
  • Fakat benim elli ekmeğe ihtiyacım var, senin altı yufkaya müsavi değiliz ki.
  • Sen on rekât namaz kılınca usanırsın, ben beş yüz rekât namaz kılsam usanmam.
  • Birisi, ta Kâbe’ye kadar yaya gider, öbürü mescide varıncaya kadar kendisinden geçer.
  • Birisi o kadar cömerttir ki gönlü bulanmadan canını bile verir, öbürü bir dilim ekmek verebilmek için can çekişir.
  • Bu orta halli oluş, sona göredir; önü, sonu olan şeye nispetledir. 3540
  • Bir şeyde evvel, âhir olmalı ki ortası tasavvur edilebilsin.