Tabak boşalınca, çocuk tabağını aldı, ”Ey kâmil kişi, paramı ver” dedi. 400
چون طبق خالی شد آن کودک ستد ** گفت دینارم بده ای با خرد
Şeyh dedi ki: “Parayı nerden bulayım? Ben borçlu bir adamım,aynı zamanda ölüyorum!”
شیخ گفتا از کجا آرم درم ** وام دارم میروم سوی عدم
Çocuk derdinden tabağı yere vurdu, feryat ve figana başladı.
کودک از غم زد طبق را بر زمین ** ناله و گریه بر آورد و حنین
Eleminden hayhayla ağlamaya koyuldu, ”Keşke iki ayağım da kırılaydı,
میگریست از غبن کودک های های ** کای مرا بشکسته بودی هر دو پای
Keşke külhana gideydim de tekkenin kapısından geçmez olaydım” diyordu.
کاشکی من گرد گلخن گشتمی ** بر در این خانقه نگذشتمی
Boğazına düşkün, yemeye alışkın sofiler, köpek gönüllüdürler, fakat kedi gibi yüzlerini yıkarklar, temiz görünürler. 405
صوفیان طبل خوار لقمه جو ** سگ دلان و همچو گربه روی شو
Çocuğun feryadından hırlı, hırsız birçok kişi başına toplandı.
از غریو کودک آن جا خیر و شر ** گرد آمد گشت بر کودک حشر
Çocuk, ”Ey kötü Şeyh, beni ustam muhakkak öldürür.
پیش شیخ آمد که ای شیخ درشت ** تو یقین دان که مرا استاد کشت
Eğer yanına eli boş gidersem beni keser, buna razı mısın?” diyordu.
گر روم من پیش او دست تهی ** او مرا بکشد اجازت میدهی
Borçlular da inkâra düşüp Şeyh’e yüz çevirerek “Bu ne oyun ki?
و آن غریمان هم به انکار و جحود ** رو به شیخ آورده کاین باری چه بود
Bizim malımızı yedin, borçlu gidiyorsun. Böyle olduğu halde neden başka bir zulümde daha bulundun?” diyorlardı. 410
مال ما خوردی مظالم میبری ** از چه بود این ظلم دیگر بر سری
Çocuk ikindi namazı vaktine kadar ağladı.Şeyh’e gelince,gözlerini yummuş,ona hiç bakmıyordu.
تا نماز دیگر آن کودک گریست ** شیخ دیده بست و در وی ننگریست
Bu cefaya, bu aykırı işe aldırış etmemekteydi. Ay gibi yüzünü yorganın içine çekmişti.
شیخ فارغ از جفا و از خلاف ** در کشیده روی چون مه در لحاف
Ezelle hoş, ecelle sevinçli, havas ve acamın kınamasından, dedikodusundan el ayak çekmiş!
با ازل خوش با اجل خوش شاد کام ** فارغ از تشنیع و گفت خاص و عام
Can, bir adamın yüzüne gülerse, ona halkın ekşi suratlı oluşundan ne zarar.
آن که جان در روی او خندد چو قند ** از ترش رویی خلقش چه گزند
Can birisini öperse, felekten, feleğin hışmından gam yer mi? 415
آن که جان بوسه دهد بر چشم او ** کی خورد غم از فلک وز خشم او
Mehtaplı gecede ay, Simâk burcundayken köpeklerden, köpeklerin havlamasından ne korkusu olur?
در شب مهتاب مه را بر سماک ** از سگان و عوعو ایشان چه باک
Köpek vazifesini yerine getirir, ay da ışığını yere döşeyip durur.
سگ وظیفهی خود به جا میآورد ** مه وظیفهی خود به رخ میگسترد
Herkes kendi işceğizini görür. Su, bir çöp için durulduğunu terk etmez.
کارک خود میگزارد هر کسی ** آب نگذارد صفا بهر خسی
Çöp, çöpçesine su üstünde yürür durur, sâf su da bulanmadan akıp gider.
خس خسانه میرود بر روی آب ** آب صافی میرود بیاضطراب
Mustafa, gece yarısı ayı ikiye böler; Ebulehep, kininden saçma sapan söylenir! 420
مصطفی مه میشکافد نیم شب ** ژاژ میخاید ز کینه بو لهب
İsa ölüyü diriltir; Yahudi, hiddetinden sakalını yolar.
آن مسیحا مرده زنده میکند ** و آن جهود از خشم سبلت میکند
Köpeğin sesi ayın kulağına girer mi? Hele o ay, Allah hası olursa..
بانگ سگ هرگز رسد در گوش ماه ** خاصه ماهی کاو بود خاص اله
Padişah, sabaha kadar musiki âlemi yapar, su kenarında şarap içer, kurbağaların seslerinden haberi bile olmaz.
میخورد شه بر لب جو تا سحر ** در سماع از بانگ چغزان بیخبر
Çocuğun parası, orada bulunanlara müsaviyen takdim edilseydi herkese birkaç akçe düşerdi, çocuk da parasını alırdı. Fakat Şeyh’in himmeti bu cömertliği de bağladı.
هم شدی توزیع کودک دانگ چند ** همت شیخ آن سخا را کرد بند