English    Türkçe    فارسی   

2
680-704

  • Allah güzellikten, kemalden, cilveden hangisini isterse göze onu gösterir; 680
  • Güzel sesten, müjdelerden, coşkun ve neşeli sözlerden hangisini dilerse kulağa onu duyurur.
  • Sen şimdi, ondan gaflettesin ama ihtiyaç vaktinde Allah onu izhar eder.
  • Peygamber “Kadri yüce Allah, her derde bir derman yarattı” demiştir.
  • Fakat sen, onun fermanı olmadıkça o dermandan derdine yarayacak bir renk göremez, bir koku duyamazsın.
  • Ey çarelere başvuran, ölünün gözü nasıl cana bakarsa sen de gözünü Lâmekân âlemine çevir, aklını başına al. 685
  • Varlık âlemi çarelerle doludur da Allah, bir yere perde çıkmadıkça yine çare yok!
  • Bu cihan, cihetsiz Lâmekân âleminden meydana gelmiş, bu cihana Lâmekân âleminden bir mekân verilmiştir.
  • Allah’ı candan gönülden istiyorsan varlıktan yokluğa dön.
  • Bu yokluk, gelir yeridir; ondan kaçınma. Bu varlık da çok olsun az olsun, gider yeridir!
  • Allah sanatının tezgâh evi, mademki yokluktur... O halde tezgâh evinin dışında ne varsa değersizdir. 690
  • Ey hilim sahibi Allah; bize, duyanın insafa gelip kabul edeceği ince sözler hatırlat.
  • Dua da senden, icabet de. Emniyet de senden korku da.
  • Yanlış söylediysek düzelt. Ey söz sultanı, düzeltme de senden.
  • Öyle bir kimyan var ki onu değiştirebilir, kan ırmağıysa Nil haline getirirsin.
  • Bu çeşit tebdil edişler, senin işin, bu türlü iksirler senin sırlarındır. 695
  • Suyu toprağı birbirine kattın; sudan topraktan âdem teninin suretini düzdün.
  • Sonra onu karıya, dayıya, amcaya, binlerce düşünceye, neşeye ve gama kattın.
  • Daha sonra da bazılarına hürlük verdin; bu gamdan, bu neşeden kurtardın:
  • Kendisinden, soyundan hâlâs etti, her güzeli, gözüne çirkin gösterdin.
  • Böyle adam, his âlemine mensup ne varsa reddeder, görünmeyene dayanır. 700
  • Aşkı meydandadır da maşuku gizli. Zahiri sevgili de, cihanda o gizli maşukun bir imtihanından ibaret.
  • Bunu bırak, surette olan aşklar mutlaka surete ve güzel kadına değildir.
  • İster bu cihanın aşkı olsun ister o cihanın aşkı. Hakikî maşukta suret yoktur.
  • Hakikaten surete âşıksan sevgili ölünce onu niye terk ediyorsun?