English    Türkçe    فارسی   

2
79-103

  • O güzeldir, güzelliği sever. Taze bir delikanlı, kart bir ihtiyarı nasıl seçer?
  • Şunu bil ki güzel, güzeli cezbeder. “ Temizler, temizler içindir” ayetini oku! 80
  • Âlem de her şey, bir şey cezbeder. Sıcak sıcağı çeker, soğuk soğuğu.
  • Aslı olmayan, aslı olmayanları çekmektedir, bakilerde bakilerden sarhoş olmakta.
  • Cehennem ehli olanlar, cehennem ehli olanları cezbeder. Nura mensup olanlar, ancak nura mensup olanları ister.
  • Gözünü yumdun mu canın kopuyormuş gibi bir eleme, bir ıstıraba düşersin. Gözün, gündüzün nurundan ayrılmaya sabrı yoktur.
  • Gözünü yumdun mu tasalanır, gama, gussaya düşersin. Gözün nuru, gündüzün nurundan ayrılamaz. 85
  • Senin tasan, gam ve gussan; hemencecik gündüzün nuruna kavuşmak isteyen göz nurunun cazibesinden ileri gelir.
  • Gözün açıkken de tasalanırsan bil ki gönül gözünü yummuşsundur, onu aç!
  • Bil ki sıkıntı gönlünün iki gözü de kapalı olduğundandır. Gönül gözü kıyasa sığmaz bir ziya arayıp durmaktadır.
  • O iki ebedî nurun firkati, seni tasalandırmaktadır. Onu koru!
  • O mademki beni çağırmakta, ben de kendime bakayım. Onun cazibesine lâyık mıyım, yoksa çirkin miyim? 90
  • Bir güzel, peşine bir çirkini takarsa onunla alay ediyor demektir.
  • Acaba yüzümü nasıl göreyim? Ne renkteyim ki, gündüz gibi miyim, gece gibi mi?
  • Diye can suretimi hayli zamandır arayıp duruyordum. Fakat suretim kimseden görünmüyordu.
  • Nihayet dedim ki, ayna neden icat edilmiş, ne güne yarar? Herkes nedir, kimdir, kendisini bilsin diye değil mi?
  • Demirden yapılma ayna suretler içindir. Can yüzünün aynasıysa çok pahalı, çok değerlidir. 95
  • Can aynası ancak sevgilinin yüzüdür. O sevgilinin yüzü ki, o diyardan.
  • Dedim ki: Ey gönül sen küllî bir ayna ara. Denize git, ırmaktan iş bitmez!
  • Kul, bu istek yüzünden civarına geldi. Meryem’i hurma fidanına derdi çekti.
  • Gönlüm, gözünü görünce o görmemiş göz yok oldu; gönlüm gözün ta kendisi kesildi.
  • Seni ebedî olarak küllî bir ayna gördüm. Gözünden kendi suretimi müşahede ettim. 100
  • Nihayet ben, beni buldum, iki gözünde aydın bir yol gördüm, dedim
  • Vehmin; kendine gel, o senin hayalindir. Kendini hayalinden ayırt et dedi.
  • Suretim gözünden seslendi: Birlikte ben senim, sen de bensin.