English    Türkçe    فارسی   

2
799-823

  • Hakikatte hasta da, çocuk da kendi yolunu vurmakta, kendi akıl ve canının yolunu kesmektedir.
  • Bez yıkayan, güneşe kızar; balık, denize hiddet ederse, 800
  • Bir bak, ziyanı kime? Sonunda bu kızgınlık yüzünden kimin bahtı kararır?
  • Allah seni çirkin yarattıysa kendine gel de bari hem yüzü çirkin, hem huyu çirkin olma!
  • Ayakkabın olsa bile taşlığa gitme. İki boynuzun varsa dört boynuzlu olma!
  • Sen “ Ben filân kişiden daha aşağı mıyım ki talihim böyle ters gidiyor” diye haset ediyorsun ama,
  • Esasen haset de başka bir noksan, başka bir ayıp. Hatta bütün aşağılıklardan daha beter! 805
  • Şeytan da aşağı olmadan arlandı, bunu ayıp telâkki etti de kendisini yüzlerce kötülüğe düşürdü.
  • Hasedinden yücelmek istedi. Fakat yücelik nerede? Kanlara bulanıp kaldı.
  • Ebucehil, Muhammet’e uymaya utandı, hasedinden kendisini yüceltmeye, ondan yüksek olmaya çalıştı.
  • Adı Ebül Hakem’di. Ebu cehil oldu. Nice ehliyetli kişiler vardır ki haset yüzünden naehil olup kalmışlardır!
  • Ben, bu çalışıp çabalama dünyasında iyi huydan daha iyi bir ehliyet görmedim. 810
  • Allah, mihnet ve ıstıraplarla hasetler meydana çıksın diye peygamberleri vasıta etti.
  • Çünkü Allahtan kimse arlanmaz, Allah’a kimse haset etmez.
  • Fakat halk, Peygamberi de kendisi gibi bir adam sanır, o yüzden ona haset eder.
  • Fakat peygamberin büyüklüğü tahakkuk etti mi, artık ona kimse haset edemez, ona herkes uyar.
  • Şu halde her devirde peygamber yerine bir veli vardır, bu sınama kıyamete kadar daimidir. 815
  • Kimde iyi huy varsa kurtulmuştur; kimin kalbi sırçadansa sınmıştır.
  • İşte diri ve faal imam, o velidir; ister Ömer soyundan olsun, ister Ali soyundan!
  • Ey yol arayan, Mehdi de O’dur, Hadi de O. Hem gizlidir, hem senin karşında oturmakta.
  • O, nura benzer; akıl onun Cebrail’idir. Ondan aşağı olan veli de onun kandilidir.
  • Bu kandilden daha aşağı derece de olan veli de kandil konan yerimizdir. Nura mertebe bakımından dereceler vardır. 820
  • Çünkü Allah nurunun yedi yüz perdesi vardır. Nur perdelerini bu kadar kat bil!
  • Her perdenin ardında bir kavmin durağı var. İmam’a kadar bu perdeler saf saftır.
  • Son saftakilerin gözleri, zayıflıktan ön saftakilerin nuruna tahammül edemez.