English    Türkçe    فارسی   

2
964-988

  • Kendine bak, sen de araz değil miydin, anandan, babandan hâsıl olmadın mı ve bir maksat uğrunda birisiyle eş değil misin?
  • Evlere köşklere bak. Bunlar mühendisin tasavvuratından ibaretti. 965
  • Güzel olarak gördüğümüz sofası hoş. Tavanı, kapısı mükemmel olan filan ev ,(mühendisin zihnindeydi).
  • Mühendisin zihnindeki o araz, o düşünce aletleri hazırladı, ormanlardan direkleri getirdi (ev yapılıp meydana çıktı.)
  • Her hünerin aslı, esası, hayâlden, arazdan, düşünceden başka nedir ki?
  • Dünyanın bütün cüzilerine, fakat garazsızca bak; arazdan başka bir şeyden meydana gelmemiştir.
  • Önceki fikir, sonun da fiile gelir. Dünyanın kuruluşunu ezelden beri böyle bil. 970
  • Meyveler, gönülde evvelce vücuda gelir de sonunda fiile çıkar.
  • İşe girişip de ağaç diktin mi ilk harfi, sonunda okudun demektir.
  • Gerçi dal, yaprak ve kök evveldir ama onların hepsi de meyve için vücut bulur.
  • Feleklerin dimağı olan o baş da bunun için en sonunda “ Levlâk” sırrına mazhar oldu.
  • Bu sözler arazların nakline ait bahislerdir. Bu aslan ve tuzak, hep bunun içindir. 975
  • Bütün âlem, esasen arazdı. “ Hel Etâ” suresi, bu manayı izah için geldi.
  • Bu arazlar neden doğar? Suretlerden. Ya bu suretler neden vücuda gelir? Düşüncelerden.
  • Bu cihan, Akl-ı Küll’ün bir düşüncesinden ibarettir. Akıl, padişaha benzer, suretler de peygamberlere.
  • İlk âlem, imtihan âlemidir. İkinci âlem şunun bunun yaptıklarının mükâfat ve mücazatını görme âlemidir.
  • Padişahım, kulun hain olsa o araz, yani hainliği, zincir ve zindan olmakta. 980
  • Yerinde ve değerinde bir hizmette bulunsa, savaşta bir yararlık gösterse o araz da bir hil’at şeklinde temessül etmekte.
  • Bu arazla cevher, kuşla yumurtadır; bu ondan olmakta, o bundan doğmakta.”
  • Padişah, köleye “ Tut ki dediklerin doğru, hepsini kabul ettim. Fakat arazlardan bir cevher doğmadı ki” dedi.
  • Köle “ Bu iyi ve kötü dünyası, gayp âlemi haline gelsin, iyilik ve fenalık apaçık bilinmesin diye akıl onları gizlemiştir.
  • Çünkü fikrin şekil ve suretleri meydana çıksaydı kâfir ve mümin, yalnız Allah’ı zikreder, başka bir söz söyleyemezdi. 985
  • Eğer iyilik ve kötülükten meydana gelen suretler gizli olmayıp da meydana bulunsaydı küfür ve iman, apaçık meydana çıkar, alında yazılırdı.
  • O takdirde nasıl olurdu da bu âlemde put kalır, puta tapan bulunurdu? Nasıl olur da kimsenin kimseyle alay etmeye mecali kalırdı.
  • O vakit bu dünyamız kıymet kesilirdi. Kıyamette kim suç işleyebilir” dedi.