- Önceki fikir, sonun da fiile gelir. Dünyanın kuruluşunu ezelden beri böyle bil. 970
- اول فکر آخر آمد در عمل ** بنیت عالم چنان دان در ازل
- Meyveler, gönülde evvelce vücuda gelir de sonunda fiile çıkar.
- میوهها در فکر دل اول بود ** در عمل ظاهر به آخر میشود
- İşe girişip de ağaç diktin mi ilk harfi, sonunda okudun demektir.
- چون عمل کردی شجر بنشاندی ** اندر آخر حرف اول خواندی
- Gerçi dal, yaprak ve kök evveldir ama onların hepsi de meyve için vücut bulur.
- گر چه شاخ و برگ و بیخش اول است ** آن همه از بهر میوه مرسل است
- Feleklerin dimağı olan o baş da bunun için en sonunda “ Levlâk” sırrına mazhar oldu.
- پس سری که مغز آن افلاک بود ** اندر آخر خواجهی لولاک بود
- Bu sözler arazların nakline ait bahislerdir. Bu aslan ve tuzak, hep bunun içindir. 975
- نقل اعراض است این بحث و مقال ** نقل اعراض است این شیر و شگال
- Bütün âlem, esasen arazdı. “ Hel Etâ” suresi, bu manayı izah için geldi.
- جمله عالم خود عرض بودند تا ** اندر این معنی بیامد هل أتی
- Bu arazlar neden doğar? Suretlerden. Ya bu suretler neden vücuda gelir? Düşüncelerden.
- این عرضها از چه زاید از صور ** وین صور هم از چه زاید از فکر
- Bu cihan, Akl-ı Küll’ün bir düşüncesinden ibarettir. Akıl, padişaha benzer, suretler de peygamberlere.
- این جهان یک فکرت است از عقل کل ** عقل چون شاه است و صورتها رسل
- İlk âlem, imtihan âlemidir. İkinci âlem şunun bunun yaptıklarının mükâfat ve mücazatını görme âlemidir.
- عالم اول جهان امتحان ** عالم ثانی جزای این و آن
- Padişahım, kulun hain olsa o araz, yani hainliği, zincir ve zindan olmakta. 980
- چاکرت شاها جنایت میکند ** آن عرض زنجیر و زندان میشود
- Yerinde ve değerinde bir hizmette bulunsa, savaşta bir yararlık gösterse o araz da bir hil’at şeklinde temessül etmekte.
- بندهات چون خدمت شایسته کرد ** آن عرض نه خلعتی شد در نبرد
- Bu arazla cevher, kuşla yumurtadır; bu ondan olmakta, o bundan doğmakta.”
- این عرض با جوهر آن بیضه است و طیر ** این از آن و آن از این زاید به سیر
- Padişah, köleye “ Tut ki dediklerin doğru, hepsini kabul ettim. Fakat arazlardan bir cevher doğmadı ki” dedi.
- گفت شاهنشه چنین گیر المراد ** این عرضهای تو یک جوهر نزاد
- Köle “ Bu iyi ve kötü dünyası, gayp âlemi haline gelsin, iyilik ve fenalık apaçık bilinmesin diye akıl onları gizlemiştir.
- گفت مخفی داشته ست آن را خرد ** تا بود غیب این جهان نیک و بد
- Çünkü fikrin şekil ve suretleri meydana çıksaydı kâfir ve mümin, yalnız Allah’ı zikreder, başka bir söz söyleyemezdi. 985
- ز انکه گر پیدا شدی اشکال فکر ** کافر و مومن نگفتی جز که ذکر
- Eğer iyilik ve kötülükten meydana gelen suretler gizli olmayıp da meydana bulunsaydı küfür ve iman, apaçık meydana çıkar, alında yazılırdı.
- پس عیان بودی نه غیب ای شاه این ** نقش دین و کفر بودی بر جبین
- O takdirde nasıl olurdu da bu âlemde put kalır, puta tapan bulunurdu? Nasıl olur da kimsenin kimseyle alay etmeye mecali kalırdı.
- کی درین عالم بت و بتگر بدی ** چون کسی را زهرهی تسخر بدی
- O vakit bu dünyamız kıymet kesilirdi. Kıyamette kim suç işleyebilir” dedi.
- پس قیامت بودی این دنیای ما ** در قیامت کی کند جرم و خطا
- Padişah “ Allah bütün mücazatı gizledi, gizledi ama avamdan gizledi, kendi haslarından değil.
- گفت شه پوشید حق پاداش بد ** لیک از عامه نه از خاصان خود
- Ben bir emiri tuzağa düşürmek dilersem emirlerden gizlerim, fakat vezirden gizlemem. 990
- گر به دامی افکنم من یک امیر ** از امیران خفیه دارم نه از وزیر
- Hak bana işlerin mükâfat ve mücazaatını, amellerden yüz binlercesinin büründüğü suretleri gösterdi.
- حق به من بنمود پس پاداش کار ** وز صورهای عملها صد هزار
- Ben bilirim ama sen de bir nişane ver. Ay, bulutla örtülse de bana gizli değildir” dedi.
- تو نشانی ده که من دانم تمام ** ماه را بر من نمیپوشد غمام
- Köle, mademki olanı, biteni olduğu gibi biliyorsun; beni söyletmeden kastın ne, deyince;
- گفت پس از گفت من مقصود چیست ** چون تو میدانی که آن چه بود چیست
- Padişah “ Dünyayı izhar etmekteki hikmet, Allah’ın ilmindekileri izhar etmektir.
- گفت شه حکمت در اظهار جهان ** آن که دانسته برون آید عیان