English    Türkçe    فارسی   

3
1145-1169

  • Aklı cüzi gâh üstündür, gâh baş aşağı, Aklı Külli ise bütün hâdiselerden kurtulmuştur, emindir. 1145
  • Akılla hüneri sat da hayreti satın al. Oğul, horluğa doğru git, Buhara’ya değil!
  • Biz neye bu derece de söze daldık? Hikâye söyleyelim derken hikâye olduk gitti.
  • Ben yokum zaten ağlayıp, ağlayıp sızlayarak masal oldum gitti… Bu suretle secde edenler arasına katılayım, onlarla beraber yuvarlanayım bari.
  • İş bilen, söz anlayan adama bu söz, hikâye değil. Hâlimi anlatıyorum ben, sevgilinin huzurundayım ben!
  • Âsi, bunlar önce gelip geçenlere ait aslı yok masallar dedi ya… Kur’an hakkında söylenen bu söz, nifak eseridir. 1150
  • İçinde Allah nuru olan Lâmekân âleminde nerede geçmiş, nerede gelecek, nerede hâl,
  • Geçmiş, gelecek, sana göredir. Yoksa hakikatte ikisi de birdir. Fakat sen iki sanırsın.
  • Bir adam, onun babasıdır, bizim oğlumuz, Zeydin altında olan dam, Amr’ın üstündedir.
  • Damın altta, üstte oluşu, o iki adama göredir. Hakikatteyse dam tek bir şeydir, işte o kadar!
  • Bu söz, onun misli değildir, bir misaldir ancak. Eski harfler, yeni manayı ifade edemez ki. 1155
  • Ey tulum, burası mademki ırmak kıyısı değil, ağzını kapat. Bu şeker denizinin ne kıyısı var, ne kenarı!
  • Firavunun sihirbazları çağırtmak üzere şehirlere adam göndermesi
  • Musa, dönüp Firavun kalınca bütün rey ve tedbir sahiplerini danışmak üzere çağırdı.
  • Padişahın, Mısır sultanı olan Firavunun Mısır civarındaki bütün sihirbazları çağırmasını kararlaştırdılar.
  • Firavun hemen bütün sihirbazların toplanması için etrafa bir hayli adam gönderdi.
  • Nerede ünlü bir büyücü varsa gelmesi için on haberci yolladı. 1160
  • İki genç vardı ki büyü de pek şöhret bulmuşlardı. Sihirleri, aya bile tesir ederdi.
  • Aydan apaşikâr süt sağarlar, bir yere gidecekleri vakit küplere binip giderler.
  • Ay ışığını bez şekline sokup ölçer, biçer satarlardı.
  • Müşteri, para verip alır, sonra anlayınca eyvahlar olsun deyip hayıflanmaya, yüzüne vurmaya başlardı.
  • Onların, buna benzer nice sihirleri vardı ki herkes apaçık görür dururdu. 1165
  • Onlara da “Padişah şimdi sizden bir çare aramakta.
  • İki yoksul adam gelip padişahın köşkü önüne otağ kurdu.
  • Bir sopadan başka bir şeyleri yok. Fakat emirleriyle ejderha oluyor.
  • Padişah da çaresiz kaldı, ordusu da. Bu iki kişinin elinden hepsi feryat ve figana geldi.