Bu ruh zerrelerini bir araya toplayan, sana hayat kabiliyetini veren güneş, gıda vasıtasıyla olmaksızın da varlığının zerrelerini toplayıp bir araya getirmeyi bilir.1760
جامع این ذرهها خورشید بود ** بی غذا اجزات را داند ربود
Uykudan uyanınca senden gitmiş olan akıl ve duyguyu yine sana iade eder.
آن زمانی که در آیی تو ز خواب ** هوش و حس رفته را خواند شتاب
Buna bak da ölünce de bil ki onlar kaybolmaz, Allah geri gel diye ferman etti mi gelirler.
تا بدانی کان ازو غایب نشد ** باز آید چون بفرماید که عد
Uzeyr Aleyhisselâm’ın merkebinin cüc’ülerinin çürüdükden sonra Allah izniyle bir araya gelip Uzeyr’in gözünün önünde dirilmesi
اجتماع اجزای خر عزیر علیه السلام بعد از پوسیدن باذن الله و درهم مرکب شدن پیش چشم عزیر علیه السلام
Allah dedi ki. “Uzeyr, eşeğine bir iyice bak. Çürümüş etleri dökülmüş…
هین عزیرا در نگر اندر خرت ** که بپوسیدست و ریزیده برت
Onun cüz’ülerini gözünün önünde bir araya getirecek, başını, kuyruğunu, kulaklarını, ayaklarını düzüp koşacağım.
پیش تو گرد آوریم اجزاش را ** آن سر و دم و دو گوش و پاش را
Görünürde bir el olmadığı halde bütün cüz’üleri bir araya getiren, cesedin parçalarını bir yere toplayan benim.1765
دست نه و جزو برهم مینهد ** پارهها را اجتماعی میدهد
Şu yama yamama sanatına bak hele. Eski palasları iğnesiz dikip durmada
در نگر در صنعت پارهزنی ** کو همیدوزد کهن بی سوزنی
Diktiği sıralarda ne ip var, ne iğne. Fakat öyle bir diker ki ortada terzi bile görünmez.
ریسمان و سوزنی نه وقت خرز ** آنچنان دوزد که پیدا نیست درز
Gözünü aç da haşri apaşikâr gör… Kıyamette hiçbir şüphen kalmasın.
چشم بگشا حشر را پیدا ببین ** تا نماند شبههات در یوم دین
Varlık zerrelerini nasıl tamamıyla topluyorum, gör de ölürken bu hayata sarılıp titreme.
تا ببینی جامعیام را تمام ** تا نلرزی وقت مردن ز اهتمام