Ümmetler içinde peygambere benzer, halka cennet bahçelerinin kapılarını açardı.
چون پیمبر درمیان امتان ** در گشای روضهی دار الجنان
Peygamber, “İleri giden şeyh, kavminin arasında peygambere benzer” dedi.
گفت پیغامبر که شیخ رفته پیش ** چون نبی باشد میان قوم خویش
Bir sabah evindekiler ona dediler ki: “A güzel huylu, nasıl da yüreğin katı, neden böylesin sen,1775
یک صباحی گفتش اهل بیت او ** سختدل چونی بگو ای نیکخو
Biz, senin oğullarının ölümünden iki büklüm oluyor, zarı zarı ağlıyoruz da,
ماز مرگ و هجر فرزندان تو ** نوحه میداریم با پشت دوتو
Sen hiç ağlamıyor, feryat etmiyorsun bile. Bu neden ki: Yoksa gönlünde merhamet mi yok.
تو نمیگریی نمیزاری چرا ** یا که رحمت نیست در دل ای کیا
Yüreğinde merhamet yoksa senden ne umabiliriz ki?
چون ترا رحمی نباشد در درون ** پس چه اومیدستمان از تو کنون
Ey ulumuz, rehberimiz, kıyamette bizi bırakmaz diyoruz, ümidimiz sende.
ما به ا اومید تویم ای پیشوا ** که بسنگذاری تو مارا در فنا
Mahşer günü tahtı bezedikleri zaman o şiddetli günde bize sen şefaat edersin diyoruz.1780
چون بیارایند روز حشر تخت ** خود شفیع ما توی آن روز سخت
Öyle bir amansız günde senin ihsanına ümit bağlamışız.
درچنان روز و شب بیزینهار ** ما به اکرام تویم اومیدوار
Hiçbir mücrime aman verilmeyen o gün el bizim, etek senin!
دست ما و دامن تست آن زمان ** که نماند هیچ مجرم را امان
Peygamber, “Kıyamet günü suçluları ağlar, inler bir halde nasıl terk ederiz?
گفت پیغامبر که روز رستخیز ** کی گذارم مجرمان را اشکریز
Ben o gün canla başla onların suçlarını affettirir, onlara şefaat eder, onları ağır işkencelerden kurtarırım.
من شفیع عاصیان باشم بجان ** تا رهانمشان ز اشکنجهی گران
Suçluları, büyük günahlarda bulunanları çalışıp çabalar, ne yapıp yapıp Allah azabından halâs ederim.1785
عاصیان واهل کبایر را بجهد ** وا رهانم از عتاب نقض عهد
Ümmetimin iyileri zaten kurtulurlar, o azap günü benim şefaatime ihtiyaçları olmaz.
صالحان امتم خود فارغاند ** از شفاعتهای من روز گزند
Hatta onlar bile suçlulara şefaat ederler, onların bile sözleri geçer, hükümleri yürür.
بلک ایشان را شفاعتها بود ** گفتشان چون حکم نافذ میرود
Hiç kimse, başkasının suçunu almaz, yükünü yüklenmez… Yüklenmez ama yüklenen ben değilim ki, onların yüklerini alan, onları hafifleten Allah’tır.” dedi.
هیچ وازر وزر غیری بر نداشت ** من نیم وازر خدایم بر فراشت
Civanım, yükü olmayan şeyhtir. Allah onu eldeki yay gibi eline almış, kabul etmiştir.
آنک بی وزرست شیخست ای جوان ** در قبول حق چواندر کف کمان
Şeyh kime derler? İhtiyara, yani saçı sakalı ağarmış adama derler. Fakat ey ümitsiz adam, bunun manasını bil.1790
شیخ کی بود پیر یعنی مو سپید ** معنی این مو بدان ای کژ امید
Kara saç, kara sakal, onun varlığıdır. Varlığından tek bir kıl bile kalmamalı.
هست آن موی سیه هستی او ** تا ز هستیاش نماند تای مو
Birisinin varlığı kalmadı mı pir ona derler. İster saçı sakalı siyah olsun, ister kır.
چونک هستیاش نماند پیر اوست ** گر سیهمو باشد او یا خود دوموست
O kara saç, kara sakal, insanlık sıfatıdır. Söylediğimiz kıl, sakal, bıyık kılları söylediğimiz saç baştaki değildir.
هست آن موی سیه وصف بشر ** نیست آن مو موی ریش و موی سر
İsa, beşikte “Genç olmadan şeyhsiz, piriz” diye bağırır.
عیسی اندر مهد بر دارد نفیر ** که جوان ناگشته ما شیخیم و پیر
Oğul, insan, insanlık sıfatlarının bir kısmından kurtuldu mu şeyh olmaz, fakat olgun bir adam olur.1795
گر رهید از بعض اوصاف بشر ** شیخ نبود کهل باشد ای پسر
İnsanlık sıfatlarından bir tek kara kıl bile kalmadı mı şeyh olur, Allah’a makbul bir adam haline gelir.
چون یکی موی سیه کان وصف ماست ** نیست بر وی شیخ و مقبول خداست
Fakat bir adam yaşlansa da saçı sakalı ağarsa hakikatte ne pirdir, ne Allah hası!
چون بود مویش سپید ار با خودست ** او نه پیرست و نه خاص ایزدست