English    Türkçe    فارسی   

3
2429-2453

  • Dedi ki: “Ey bahtı körleşmiş herif, mademki talihin yok, gayri yavaş, yavaş karanlıklar basmaya başladı.
  • Senin gibi bir eşeğe çerçöple saman bile yazık… Öyle olduğu halde sen yine başköşeyi gözetip duruyorsun ha! 2430
  • Yürü çocukların da onun kulu, kölesidir, karın da! Artık fazla söylenme!”
  • Davacı iki eline taş almış, göğsünü dövmekte, bilgisizliğinden, bir aşağı, bir yukarı gidip gelmekteydi.
  • Halk da Davud’u kınamaya başladı. Davacının gönlünde ne var, bilmiyorlardı ki,
  • Bir insan, saman çöpü gibi havaya kapılmış, maskara olmuşsa zalimi mazlumdan nasıl fark edebilir?
  • Zalimi mazlumdan ayırt eden, zulümkâr nefsinin boynunu vurmuş kişidir. 2435
  • Yoksa içten içe nefse zebun olan kişi, deliliğinden mazlumlara düşman kesilir.
  • Köpek, daima yoksula, âcize saldırır, fırsat bulursa ısırır da.
  • Komşularından av kapmak aslanlara göre ayıptır, köpeklere değil,
  • Zalime tapan, mazlumu öldüren kişilerin hepsi de pusudan çıkarak köpekçesine saldırdılar.
  • Davud’a yüz tutup “Ey seçilmiş Peygamber, ey bize şefkatli zat, 2440
  • Bu sana yakışmaz, çünkü apaçık bir zulüm bu. Bir suçsuzu, hiçbir kabahati yokken kahrettin” dediler.
  • Davud Aleyhisselâm’ın, bu gizli şeyi meydana çıkarıp apaşikâr göstermek ve getirilen delilleri çürütmek üzere halkı ovaya çağırması
  • Davut dedi ki: “Dostlar, gayri o gizli şeyin meydana çıkması zamanı geldi.
  • Hepiniz kalkın da şehirden dışarıya çıkalım, o gizli sırrı öğrenelim.
  • Filân ovada büyük bir ağaç vardır, dalları gürdür, çoktur, birbirleriyle birleşmişlerdir.
  • Kol budak salıvermiş, geniş bir yeri kaplamıştır, kökü de yere yayılmıştır. İşte o ağacın kökünden bana kan kokusu geliyor. 2445
  • O güzel ağacın kökünde kan var. Bu kötü talihli herif, onun altında efendisini öldürmüştür.
  • Allah’ın hilmi, bunu şimdiye kadar örttü. Fakat bu kaltaban, buna hiç şükretmedi.
  • Efendisinin çoluğuna, çocuğuna ne nevruzlarda bir şey verdi, ne bayramlarda,
  • O yoksulların, o muhtaç biçarelerin hallerini, hatırlarını bir lokmayla olsun arayıp sormadı, eski hakları aklına bile getirmedi.
  • Bu melun herif şimdi de bir öküz için onun oğlunu yere vuruyor. 2450
  • Günahının perdesini kendi kaldırıyor, yoksa Allah, suçunu örtüyordu.
  • Bu kötü zamanede kâfir olsun, fasik olsun… Herkes, kendi perdesini kendi yırtar.
  • Zulüm, can sırları arasında gizli kalır, fakat onu halkın önüne koyan zalimdir.