ظالم از مظلوم آنکس پی برد ** کو سر نفس ظلوم خود برد
Yoksa içten içe nefse zebun olan kişi, deliliğinden mazlumlara düşman kesilir.
ورنه آن ظالم که نفس است از درون ** خصم هر مظلوم باشد از جنون
Köpek, daima yoksula, âcize saldırır, fırsat bulursa ısırır da.
سگ هماره حمله بر مسکین کند ** تا تواند زخم بر مسکین زند
Komşularından av kapmak aslanlara göre ayıptır, köpeklere değil,
شرم شیران راست نه سگ را بدان ** که نگیرد صید از همسایگان
Zalime tapan, mazlumu öldüren kişilerin hepsi de pusudan çıkarak köpekçesine saldırdılar.
عامهی مظلومکش ظالمپرست ** از کمین سگشان سوی داود جست
Davud’a yüz tutup “Ey seçilmiş Peygamber, ey bize şefkatli zat,2440
روی در داود کردند آن فریق ** کای نبی مجتبی بر ما شفیق
Bu sana yakışmaz, çünkü apaçık bir zulüm bu. Bir suçsuzu, hiçbir kabahati yokken kahrettin” dediler.
این نشاید از تو کین ظلمیست فاش ** قهر کردی بیگناهی را بلاش
Davud Aleyhisselâm’ın, bu gizli şeyi meydana çıkarıp apaşikâr göstermek ve getirilen delilleri çürütmek üzere halkı ovaya çağırması
عزم کردن داود علیه السلام به خواندن خلق بدان صحرا کی راز آشکارا کند و حجتها را همه قطع کند
Davut dedi ki: “Dostlar, gayri o gizli şeyin meydana çıkması zamanı geldi.
گفت ای یاران زمان آن رسید ** کان سر مکتوم او گردد پدید
Hepiniz kalkın da şehirden dışarıya çıkalım, o gizli sırrı öğrenelim.
جمله برخیزید تا بیرون رویم ** تا بر آن سر نهان واقف شویم
Filân ovada büyük bir ağaç vardır, dalları gürdür, çoktur, birbirleriyle birleşmişlerdir.
در فلان صحرا درختی هست زفت ** شاخهااش انبه و بسیار و چفت
Kol budak salıvermiş, geniş bir yeri kaplamıştır, kökü de yere yayılmıştır. İşte o ağacın kökünden bana kan kokusu geliyor.2445
سخت راسخ خیمهگاه و میخ او ** بوی خون میآیدم از بیخ او
O güzel ağacın kökünde kan var. Bu kötü talihli herif, onun altında efendisini öldürmüştür.
خون شدست اندر بن آن خوش درخت ** خواجه راکشتست این منحوسبخت
Allah’ın hilmi, bunu şimdiye kadar örttü. Fakat bu kaltaban, buna hiç şükretmedi.
تا کنون حلم خدا پوشید آن ** آخر از ناشکری آن قلتبان
Efendisinin çoluğuna, çocuğuna ne nevruzlarda bir şey verdi, ne bayramlarda,
که عیال خواجه را روزی ندید ** نه بنوروز و نه موسمهای عید
O yoksulların, o muhtaç biçarelerin hallerini, hatırlarını bir lokmayla olsun arayıp sormadı, eski hakları aklına bile getirmedi.
بینوایان را به یک لقمه نجست ** یاد ناورد او ز حقهای نخست
Bu melun herif şimdi de bir öküz için onun oğlunu yere vuruyor.2450
تا کنون از بهر یک گاو این لعین ** میزند فرزند او را در زمین
Günahının perdesini kendi kaldırıyor, yoksa Allah, suçunu örtüyordu.
او بخود برداشت پرده از گناه ** ورنه میپوشید جرمش را اله
Bu kötü zamanede kâfir olsun, fasik olsun… Herkes, kendi perdesini kendi yırtar.
کافر و فاسق درین دور گزند ** پرده خود را بخود بر میدرند
Zulüm, can sırları arasında gizli kalır, fakat onu halkın önüne koyan zalimdir.
ظلم مستورست در اسرار جان ** مینهد ظالم بپیش مردمان
Hele bakın, benim boynuzlarım var, şu âlemde cehennem öküzünü bir görün diye kendisini kendisi gösterir!”
که ببینیدم که دارم شاخها ** گاو دوزخ را ببینید از ملا
Zalimin eliyle ayağının dünyada da zalimin sırrına şahadet etmesi
گواهی دادن دست و پا و زبان بر سر ظالم هم در دنیا
Elin, ayağın, içinde sakladığın şeye bu âlemde de şahadet eder.2455
پس همینجا دست و پایت در گزند ** بر ضمیر تو گواهی میدهند
İtikat ettiğin şeyleri söyle, gizleme diye gönlündeki şey, başına dikilir.
چون موکل میشود برتو ضمیر ** که بگو تو اعتقادت وا مگیر
Hele kızdığın, söylenmeye başladığın zaman yok mu… Gizlendiğin şeyleri kıldan kıla meydana çıkarır.
خاصه در هنگام خشم و گفت و گو ** میکند ظاهر سرت را مو بمو
Zulümde cefa, bu âlemde senin başına dikiliyor, bu iş için tayin edilmiş bir memur kesiliyor da hadi, ey el, ey ayak, yaptıklarını söyle, beni meydana çıkar diyor ya…
چون موکل میشود ظلم و جفا ** که هویدا کن مرا ای دست و پا
İçinde gizlediğin şey, sırrının gemini ele alıyor, hele kızıp coştuğun zaman onu istediği gibi sürüp götürüyor ya…
چون همیگیرد گواه سر لگام ** خاصه وقت جوش و خشم و انتقام