Filân ovada büyük bir ağaç vardır, dalları gürdür, çoktur, birbirleriyle birleşmişlerdir.
در فلان صحرا درختی هست زفت ** شاخهااش انبه و بسیار و چفت
Kol budak salıvermiş, geniş bir yeri kaplamıştır, kökü de yere yayılmıştır. İşte o ağacın kökünden bana kan kokusu geliyor.2445
سخت راسخ خیمهگاه و میخ او ** بوی خون میآیدم از بیخ او
O güzel ağacın kökünde kan var. Bu kötü talihli herif, onun altında efendisini öldürmüştür.
خون شدست اندر بن آن خوش درخت ** خواجه راکشتست این منحوسبخت
Allah’ın hilmi, bunu şimdiye kadar örttü. Fakat bu kaltaban, buna hiç şükretmedi.
تا کنون حلم خدا پوشید آن ** آخر از ناشکری آن قلتبان
Efendisinin çoluğuna, çocuğuna ne nevruzlarda bir şey verdi, ne bayramlarda,
که عیال خواجه را روزی ندید ** نه بنوروز و نه موسمهای عید
O yoksulların, o muhtaç biçarelerin hallerini, hatırlarını bir lokmayla olsun arayıp sormadı, eski hakları aklına bile getirmedi.
بینوایان را به یک لقمه نجست ** یاد ناورد او ز حقهای نخست
Bu melun herif şimdi de bir öküz için onun oğlunu yere vuruyor.2450
تا کنون از بهر یک گاو این لعین ** میزند فرزند او را در زمین
Günahının perdesini kendi kaldırıyor, yoksa Allah, suçunu örtüyordu.
او بخود برداشت پرده از گناه ** ورنه میپوشید جرمش را اله
Bu kötü zamanede kâfir olsun, fasik olsun… Herkes, kendi perdesini kendi yırtar.
کافر و فاسق درین دور گزند ** پرده خود را بخود بر میدرند
Zulüm, can sırları arasında gizli kalır, fakat onu halkın önüne koyan zalimdir.
ظلم مستورست در اسرار جان ** مینهد ظالم بپیش مردمان
Hele bakın, benim boynuzlarım var, şu âlemde cehennem öküzünü bir görün diye kendisini kendisi gösterir!”
که ببینیدم که دارم شاخها ** گاو دوزخ را ببینید از ملا
Zalimin eliyle ayağının dünyada da zalimin sırrına şahadet etmesi
گواهی دادن دست و پا و زبان بر سر ظالم هم در دنیا
Elin, ayağın, içinde sakladığın şeye bu âlemde de şahadet eder.2455
پس همینجا دست و پایت در گزند ** بر ضمیر تو گواهی میدهند
İtikat ettiğin şeyleri söyle, gizleme diye gönlündeki şey, başına dikilir.
چون موکل میشود برتو ضمیر ** که بگو تو اعتقادت وا مگیر
Hele kızdığın, söylenmeye başladığın zaman yok mu… Gizlendiğin şeyleri kıldan kıla meydana çıkarır.
خاصه در هنگام خشم و گفت و گو ** میکند ظاهر سرت را مو بمو
Zulümde cefa, bu âlemde senin başına dikiliyor, bu iş için tayin edilmiş bir memur kesiliyor da hadi, ey el, ey ayak, yaptıklarını söyle, beni meydana çıkar diyor ya…
چون موکل میشود ظلم و جفا ** که هویدا کن مرا ای دست و پا
İçinde gizlediğin şey, sırrının gemini ele alıyor, hele kızıp coştuğun zaman onu istediği gibi sürüp götürüyor ya…
چون همیگیرد گواه سر لگام ** خاصه وقت جوش و خشم و انتقام
Demek ki gizlediği şeyi ta ovalara çıkarsın da bayrak gibi diksin, el âleme göstersin diye Allah, zulmeden kötülükte bulunan kişinin başına bu memuru dikiyor.2460
پس همان کس کین موکل میکند ** تا لوای راز بر صحرا زند
Bunu yapan Allah, mahşer gününde de sırrını meydana çıkarmak için başka memurlar yaratmaya kadirdir.
پس موکلهای دیگر روز حشر ** هم تواند آفرید از بهر نشر
Zaten ey zulümde, kinde elden ele geçmiş, herkesçe ne olduğu bilinmiş, anlaşılmış adam, senin için, dışın meydanda… Elinin, ayağının şahadetine ne ihtiyaç var?
ای بده دست آمده در ظلم و کین ** گوهرت پیداست حاجت نیست این
Kötülüğünü, ziyankârlığını etrafa yaymaya hacet yok. Senin ateşten ibaret olan içini herkes biliyor.
نیست حاجت شهره گشتن در گزند ** بر ضمیر آتشینت واقفاند
Nefsinden, her an, beni görün, ben cehennemliğim diye yüzlerce kıvılcım sıçramada.
نفس تو هر دم بر آرد صد شرار ** که ببینیدم منم ز اصحاب نار
Ben ateşin cüz’üyüm, işte aslıma gidiyorum. Nur değilim ki Allah’a gideyim demekte.2465
جزو نارم سوی کل خود روم ** من نه نورم که سوی حضرت شوم
Bu hak, hukuk tanımaz zalim gibi. Bir öküzceğiz için bunca hilelere girişti.
همچنان کین ظالم حق ناشناس ** بهر گاوی کرد چندین التباس
Hâlbuki o, efendisinden yüzlerce öküz, yüzlerce deve almıştı. Babacığım, işte senin nefis dediğin de budur. Tek hemen ondan kesile gör!
او ازو صد گاو برد و صد شتر ** نفس اینست ای پدر از وی ببر
Bu zalim, bir gün bile Allah’a yüz tutup ağlamadı, inlemedi. Ağzından bir kerecik olsun aşkla, dertle “Yarabbi” sözü çıkmadı.
نیز روزی با خدا زاری نکرد ** یا ربی نامد ازو روزی بدرد