İsa, öyle hızlı koşmaktaydı ki acelesinden cevap bile vermedi.
با شتاب او آنچنان میتاخت جفت ** کز شتاب خود جواب او نگفت
Adam, bir müddet İsa’nı peşinden koştu, ardını bırakmayıp bağırdı:
یک دو میدان در پی عیسی براند ** پس بجد جد عیسی را بخواند
“Allah rızası için bir an olsun dur. Neden kaçıyorsun. Merak ettim.
کز پی مرضات حق یک لحظه بیست ** که مرا اندر گریزت مشکلیست
Ardında ne aslan var, ne düşman… Ne bir şeyden korkmana lüzum var, ne bir şeyden ürkmene sebep! O tarafa doğru neden koşuyor, kimden kaçıyorsun a kerem sahibi?” 2575
از کی این سو میگریزی ای کریم ** نه پیت شیر و نه خصم و خوف و بیم
İsa dedi ki: “Bir ahmaktan kaçıyorum. Yürü, benim yolumu kesme, kendimi kurtarayım!”
گفت از احمق گریزانم برو ** میرهانم خویش را بندم مشو
Adam dedi ki: “Körün gözlerini, sağırın kulağına açan Mesih sen değil misin?
گفت آخر آن مسیحا نه توی ** که شود کور و کر از تو مستوی
İsa “Evet, benim” dedi. Adam “gayb afsunlarına me’va olan.
گفت آری گفت آن شه نیستی ** که فسون غیب را ماویستی
O afsunu ölüye okuyunca ölüyü, av bulmuş aslan gibi sıçrayıp dirilten padişah sen değil misin!” dedi.
چون بخوانی آن فسون بر مردهای ** برجهد چون شیر صید آوردهای
İsa “Benim” dedi. Adam dedi ki: “A güzel yüzlü, topraktan kuşlar yapan sen değil misin?!” 2580
گفت آری آن منم گفتا که تو ** نه ز گل مرغان کنی ای خوبرو
İsa. “Evet benim” dedi. Adam “Peki, öyleyse ey tertemiz ruh, dilediğini yaparken kimden korkuyorsun?
گفت آری گفت پس ای روح پاک ** هرچه خواهی میکنی از کیست باک
Âlemde bu kadar mucizelerin varken senin kullarından olmayan kim?”
با چنین برهان که باشد در جهان ** که نباشد مر ترا از بندگان
İsa dedi ki: “Teni eşsiz örneksiz yaratan, canı ezelden halk eden Allah’ın tertemiz zatına ant olsun…
گفت عیسی که به ذات پاک حق ** مبدع تن خالق جان در سبق
Onun pak zatiyle sıfatları hakkı için… Felek bile yenini, yakasını yırtmış, ona âşık olmuştur.
حرمت ذات و صفات پاک او ** که بود گردون گریبانچاک او
O afsunu, o İsm-i Âzam’ı köre okudum, gözleri açıldı; sağıra okudum, kulakları duydu. 2585
کان فسون و اسم اعظم را که من ** بر کر و بر کور خواندم شد حسن
Taş gibi dağa okudum, yarıldı göbeğine kadar hırkasını yırttı!
بر که سنگین بخواندم شد شکاف ** خرقه را بدرید بر خود تا بناف
Ölüye okudum dirildi. Hiçbir şey olmayan, vücudu bulunmayan şeye okudum, meydana geldi, bir şey oldu!
برتن مرده بخواندم گشت حی ** بر سر لاشی بخواندم گشت شی
Fakat ahmağın gönlüne yüz binlerce kere okudum, fayda vermedi.
خواندم آن را بر دل احمق بود ** صد هزاران بار و درمانی نشد
Mermer bir kaya kesildi, ona tesir bile etmedi. Âdeta kuma döndü, ondan bir şey bitmesine imkân yok!”
سنگ خارا گشت و زان خو بر نگشت ** ریگ شد کز وی نروید هیچ کشت
Adam, “Allah adının köre, sağıra ölüye tesir edip de ahmağa tesir ermemesinin hikmeti ne? 2590
گفت حکمت چیست کنجا اسم حق ** سود کرد اینجا نبود آن را سبق
Onlar da illet, bu da illet... Neden onlara tesir ediyor da buna tesir etmiyor?” dedi.
آن همان رنجست و این رنجی چرا ** او نشد این را و آن را شد دوا
İsa dedi ki. “Ahmaklık, Allah kahrıdır. Hastalık, körlük, kahır değildir, bir iptilâdır.
گفت رنج احمقی قهر خداست ** رنج و کوری نیست قهر آن ابتلاست
İptilâ, acınacak bir illettir, ona kul da acır, Allah da… Fakat ahmaklık, öyle bir illettir ki ahmağa da mazarrat verir, onunla konuşana da!
ابتلا رنجیست کان رحم آورد ** احمقی رنجیست کان زخم آورد
Ahmağa vurulan dağ, Allah mührüdür. Ona bir çare bulmanın imkânı yok!”
آنچ داغ اوست مهر او کرده است ** چارهای بر وی نیارد برد دست
İsa nasıl kaçtıysa sen de ahmaktan kaç! Ahmakla sohbet, nice kanlar döktü! 2595
ز احمقان بگریز چون عیسی گریخت ** صحبت احمق بسی خونها که ریخت
Hava, suyu yavaş yavaş çeker, alır ya… Ahmak da dininizi böyle çalar, böyle alır işte.
اندک اندک آب را دزدد هوا ** دین چنین دزدد هم احمق از شما