“Kışa dayanamıyorum sağ olursam taştan bir ev kurmam lazım.
کو بگوید کین قدر تن که منم ** خانهای از سنگ باید کردنم
Yaz gelince dişimle tırnağımla çalışıp çabalayayım, kışın barınmak için bir taş ev kurayım” der.
چونک تابستان بیاید من بچنگ ** بهر سرما خانهای سازم ز سنگ
Fakat yaz gelip de ısındı mı kellesi, kemiği yerine geldi mi, ilikleri, kemikleri kızışıp derisi gerildi mi,
چونک تابستان بیاید از گشاد ** استخوانها پهن گردد پوست شاد
Kendisini koskocaman görür de “İyi ama ben hangi eve sığarım ki?” der.
گوید او چون زفت بیند خویش را ** در کدامین خانه گنجم ای کیا
İrileşir, ayağını çeker… Tembel tembel, karnı tok sırtı pek, kendisine güvenmiş bir halde bir gölgeye çekilir. 2890
زفت گردد پا کشد در سایهای ** کاهلی سیری غری خودرایهای
Gönlü “Bir ev kur” derse de o, “Söyle be yahu, ben nasıl olur da bir eve sığarım ki?” diye cevap verir.
گویدش دل خانهای ساز ای عمو ** گوید او در خانه کی گنجم بگو
Sen de bir belâya, bir musibete düştün mü büzülürsün, hırs kemiklerin bitişir; küçülür, kalırsın.
استخوان حرص تو در وقت درد ** درهم آید خرد گردد در نورد
“Tövbeden bir ev kurayım, kışın o evceğizde barınayım” dersin.
گویی از توبه بسازم خانهای ** در زمستان باشدم استانهای
Fakat dertten kurtuldun da hırsın büyüdü mü köpek gibi ev sevdası geçer gider.
چون بشد درد و شدت آن حرص زفت ** همچو سگ سودای خانه از تو رفت
Nimete şükretmek, nimetten daha hoştur. Şükreden kişi, hiç şükretmeyi bırakır da nimet sevdasına düşer mi? 2895
شکر نعمت خوشتر از نعمت بود ** شکرباره کی سوی نعمت رود
Şükür, nimetin canıdır, nimetse deriye benzer. Çünkü seni sevgiliye kadar ulaştıran şükürdür.
شکر جان نعمت و نعمت چو پوست ** ز آنک شکر آرد ترا تا کوی دوست
Nimet, insana gaflet verir, şükürse uyandırır. Padişahın şükür tuzağıyla nimet avlamaya gör!
نعمت آرد غفلت و شکر انتباه ** صید نعمت کن بدام شکر شاه
Şükür nimeti, gözünü doyurur, seni bey yapar. Bu suretle de yoksullara yüzlerce nimet bağışlarsın.
نعمت شکرت کند پرچشم و میر ** تا کنی صد نعمت ایثار فقیر
Allah yemeğinden ye, doy da senden oburluk, tamah ve şuna buna ihtiyacını arz etme illeti geçsin.
سیر نوشی از طعام و نقل حق ** تا رود از تو شکمخواری و دق
Münkirlerin, Peygamberleri nasihatten menetmeleri ve Cebriler gibi delil getirmeleri
منع کردن انبیا را از نصیحت کردن و حجت آوردن جبریانه
Onlar dediler ki: “A öğütçüler, iyi söylüyorsunuz ama bu köyde adam olsa! 2900
قوم گفتند ای نصوحان بس بود ** اینچ گفتید ار درین ده کس بود
Allah, bizim gönlümüzü kilitledi, kimse Allah’tan ileri geçemez ki.
قفل بر دلهای ما بنهاد حق ** کس نداند برد بر خالق سبق
Her şeyi düzüp koşan Allah, bizi de böyle düzdü koştu. Kimse bu dedikoduyla kaderimizi değiştiremez.
نقش ما این کرد آن تصویرگر ** این نخواهد شد بگفت و گو دگر
Taşa istersen tam yüzyıl boyuna lâl olsana de… Eskiye tam yüzyıl yenilen diye söyle dur.
سنگ را صد سال گویی لعل شو ** کهنه را صد سال گویی باش نو
Toprağa yüzyıl su gibi arı duru ol desen, suya bal ol, süt kesil desen ne fayda!
خاک را گویی صفات آب گیر ** آب را گویی عسل شو یا که شیر
Gökleri ve göklerdeki şeyleri yaratan… Suyu, toprağı ve topraktakileri halk eden Allah, 2905
خالق افلاک او و افلاکیان ** خالق آب و تراب و خاکیان
Göğe dönmeyi takdir etmiş, onu saf bir hale getirtmiş… Suyla toprağa da bulanıklık vermiştir.
آسمان را داد دوران و صفا ** آب و گل را تیره رویی و نما
Gayri nasıl olur da gökyüzü bulanır, suyla balçık durulur?
کی تواند آسمان دردی گزید ** کی تواند آب و گل صفوت خرید
Allah, hepsine bir şey takdir etmiştir. Bir dağ, çalışmakla saman çöpü olur mu hiç?
قسمتی کردست هر یک را رهی ** کی کهی گردد بجهدی چون کهی
Cebrîlerin Peygamberlerin cevabı
جواب انبیا علیهم السلام مر جبریان را
Peygamberler dediler ki: “Evet… Allah, çekinip kurtulmaya imkan bulunmayan sıfatlar yaratmıştır.
انبیا گفتند کاری آفرید ** وصفهایی که نتان زان سر کشید
Fakat arızi sıfatlar da yarattı ki onları terk etmek mümkündür; herkesin nefretini kazanan kişi, o sıfatları terk eder, huylarından vazgeçerse herkesin sevgisini kazanır, herkes ondan razı olur. 2910
و آفرید او وصفهای عارضی ** که کسی مبغوض میگردد رضی