English    Türkçe    فارسی   

3
2906-2930

  • Göğe dönmeyi takdir etmiş, onu saf bir hale getirtmiş… Suyla toprağa da bulanıklık vermiştir.
  • Gayri nasıl olur da gökyüzü bulanır, suyla balçık durulur?
  • Allah, hepsine bir şey takdir etmiştir. Bir dağ, çalışmakla saman çöpü olur mu hiç?
  • Cebrîlerin Peygamberlerin cevabı
  • Peygamberler dediler ki: “Evet… Allah, çekinip kurtulmaya imkan bulunmayan sıfatlar yaratmıştır.
  • Fakat arızi sıfatlar da yarattı ki onları terk etmek mümkündür; herkesin nefretini kazanan kişi, o sıfatları terk eder, huylarından vazgeçerse herkesin sevgisini kazanır, herkes ondan razı olur. 2910
  • Taşa altın ol demek beyhudedir ama bakıra altın ol dersen yeri var; bakır pekâlâ altın olabilir.
  • Kuma toprak ol dersen âcizdir, toprak olamaz. Fakat toprağa balçık ol desen bu söz yerindedir, toprak, balçık olabilir.
  • Allah, insana topallık, yassı, burunluluk, körlük gibi çaresiz illetler vermiştir ama,
  • Ağız, yüz çarpıklığı, yahut baş ağrısı gibi bazı illetler de vermiştir ki bunlara çare vardır.
  • Allah bu ilâçları, insanlara iyilik vermek için yarattı. Dertler, devalar saçma değil ya! 2915
  • Hatta dertlerin çoğunun devası, çaresi vardır. Adamakıllı aradın, üstüne düştün mü ele geçer!”
  • Kâfirlerin tekrar Cebrîce deliller getirmeleri
  • Onlarsa “Bu, bizim derdimiz, deva kabul eder dert değil.
  • Siz yıllarca öğütler verdiniz, afsunlar okudunuz. Bizim de her lâhza derdimiz arttı, bağımız kuvvetlendi.
  • Eğer bu hastalık, iyileşecek bir hastalık olsaydı nihayet bir zerresi olsun geçerdi.
  • İnsan susuzluk hastalığına uğrarsa içtiği su, ciğere gitmez… Denizi içse başka bir yere gider. 2920
  • Nihayet el ayak şişer... Su içmek, susuzluğu bir türlü geçirmez” dediler.
  • Peygamberlerin, tekrar onlara cevap vermeleri
  • Peygamberler dediler ki: “Ümitsizliğe düşmek kötüdür. Allah’ın ihsan ve rahmetlerine son yoktur.
  • Böyle bir ihsan sahibinden ümit kesmek hiç de yaraşmaz. Bu rahmete el atın, yapışın!
  • Nice işler vardır ki ilk önce güç görünür de sonradan kolaylaşır, o güçlük geçer gider.
  • Ümitsizlikten sonra nice ümitler var… Karanlığın ardında nice güneşler var! 2925
  • Esasen tutalım yürekleriniz taş kesildi, kulağınıza, gönlünüze kilitler vuruldu.
  • Sözümüzü kabul edecek yahut etmeyeceksiniz… biz buna aldırış etmeyiz. Aldırış ettiğimiz şey Allah’a teslim olmak, fermanını yerine getirmektedir.
  • Bize o kulluğu o buyurdu… Bu söz söylememiz, kendiliğimizden değil ki!
  • Canımız, onun emrini yerine getirmek için… Bunun için yaşıyoruz, bunun için yaratıldık. Kuma tohum ek dese bile biz ekeriz.
  • Peygamberin canına Allah’tan başka bir dost yoktur. Halk, sözünü kabul edecekmiş, reddedecekmiş… Bununla hiçbir alışverişi bulunmaz ki! 2930