Ümitsizlikten sonra nice ümitler var… Karanlığın ardında nice güneşler var!2925
بعد نومیدی بسی اومیدهاست ** از پس ظلمت بسی خورشیدهاست
Esasen tutalım yürekleriniz taş kesildi, kulağınıza, gönlünüze kilitler vuruldu.
خود گرفتم که شما سنگین شدیت ** قفلها بر گوش و بر دل بر زدیت
Sözümüzü kabul edecek yahut etmeyeceksiniz… biz buna aldırış etmeyiz. Aldırış ettiğimiz şey Allah’a teslim olmak, fermanını yerine getirmektedir.
هیچ ما را با قبولی کار نیست ** کار ما تسلیم و فرمان کردنیست
Bize o kulluğu o buyurdu… Bu söz söylememiz, kendiliğimizden değil ki!
او بفرمودستمان این بندگی ** نیست ما را از خود این گویندگی
Canımız, onun emrini yerine getirmek için… Bunun için yaşıyoruz, bunun için yaratıldık. Kuma tohum ek dese bile biz ekeriz.
جان برای امر او داریم ما ** گر به ریگی گوید او کاریم ما
Peygamberin canına Allah’tan başka bir dost yoktur. Halk, sözünü kabul edecekmiş, reddedecekmiş… Bununla hiçbir alışverişi bulunmaz ki!2930
غیر حق جان نبی را یار نیست ** با قبول و رد خلقش کار نیست
Allah, emirlerini halka bildirir, bunu için alacağı ücreti de Allah verir. Biz, sevgilinin uğrunda halka çirkin göründük; yüzümüz, düşman yüzüne benzedi gitti!
مزد تبلیغ رسالاتش ازوست ** زشت و دشمنرو شدیم از بهر دوست
Fakat bu kapıdan usanmadık da, usanmayız da. Yol uzun olduğundan her yerde oturup dinleniyoruz.
ما برین درگه ملولان نیستیم ** تا ز بعد راه هر جا بیستیم
Sevgiliden ayrılan, hapislere düşen adamın gönlü soğur, o çeşit adam usanır, bıkar.
دل فرو بسته و ملول آنکس بود ** کز فراق یار در محبس بود
Hâlbuki bizim sevgilimiz, bizim dilediğimiz canan, bizimle beraber… Rahmetini saçıp durmakta; canımız da ona şükretmekte.
دلبر و مطلوب با ما حاضرست ** در نثار رحمتش جان شاکرست
Bizim gönlümüzde lâlelik var, gül bahçesi var. Oraya solmanın, perişan olmanın yolu yok!2935
در دل ما لالهزار و گلشنیست ** پیری و پژمردگی را راه نیست