Kör gibi onun ihsan eteğine yapış! Padişahım, körün yapışması diye buna derler işte!
دامن فضلش بکف کن کوروار ** قبض اعمی این بود ای شهرهیار
Onun eteği, emridir, fermanıdır. Ondan korkmayı, ondan çekinmeyi kendisine can ittihaz eden adam ne iyi bahtlı bir adamdır!3050
دامن او امر و فرمان ویست ** نیکبختی که تقی جان ویست
Birisi çayırlıkta, çimenlikte akarsu kıyısında… Onun yanı başındaki de azap içinde!
آن یکی در مرغزار و جوی آب ** و آن یکی پهلوی او اندر عذاب
Azap çeken, öbürüne bakar da “Bu zevk neden ki?” diye şaşırır kalır… Bu da meşakkat çekeni görür de “Acaba bunu kim hapsetmiş ki?” diye hayretlere düşer.
او عجب مانده که ذوق این ز چیست ** و آن عجب مانده که این در حبس کیست
Zevk içinde olan azap çekene “Kendine gel… Neden böyle perişansın? Bak, burada ne güzel kaynaklar var. Neden böyle benzin sararmış? Burada yüzlerce deva var...
هین چرا خشکی که اینجا چشمه هاست ** هین چرا زردی که اینجا صد دواست
Arkadaş, gafil olma, bu çimenliğe gel!” der. Fakat öbürü “Canım efendim… Gelemiyorum ki!” diye cevap verir.
همنشینا هین در آ اندر چمن ** گوید ای جان من نیارم آمدن
Bir beyle namaza düşkün olan ve namazdan, Allah’a niyaz etmeden zevk alan kölesi
حکایت امیر و غلامش کی نماز باره بود وانس عظیم داشت در نماز و مناجات با حق
Bir bey, hamama gitme lüzumunu duydu… Seher çağı, kölesine “Sungu, uyan başını kaldır.3055