English    Türkçe    فارسی   

3
3363-3387

  • Çünkü onun selâmı da Allah selâmı olmuştur. Çünkü o, kendi varlığını ateşlere atmış, yakmıştır.
  • Kendi varlığından ölmüş, Allah’ıyla dirilmiştir. Onun için Allah sırları, iki dudağının arasından çıkıp durmadadır.
  • Riyazatta tenin ölümü diriliktir. Bu bedenin eziyet çekmesi ruha ebedîlik verir. 3365
  • O habis herif de horoz ne diyecek diye kulak vermiş dinliyordu.
  • O adamın, horozdan ölüm haberini duyunca Musa’ya koşması
  • Bunları duyunca ateşlenip koşa koşa Musa Kelimullah’ın kapısına dayandı.
  • Korkudan kapısının toprağına yüz sürmekte, Ey Kelîm, feryadıma yetiş demekteydi.
  • Musa, “Yürü, yüzünü yerlere döşe de kurtul. Mademki usta oldun, kuyudan sıçra, çık!
  • Hadi Müslümanlara ziyan ver, keseni, dağarcığını iki kat doldur. 3370
  • Ben, sana aynada görünen bu kaza ve kaderi kerpiçte gördüm.
  • Akıllı kişiye, sonda görülecek şey önceden görünür, gönlüne doğar; bilgisi az kişiye sonunda!” dedi.
  • Adam tekrar feryat edip dedi ki: “Ey iyi ahlâklı, lütfet. Başıma kakma yüzüme vurma.
  • Ben, iyiliğe lâyık bir adam değilim, ancak öyle hareket edebilirdim… Ettim de. Sen, benim liyakatsızlığıma iyi bir karşılık ver, lütfet.”
  • Musa, “Oğul, şastten bir oktur fırladı, geri gelmesi âdet değildir ki. 3375
  • Fakat bir iyilikte bulunmak isterim; ölüm zamanı imansız kalmayasın, imanlı ölesin.
  • İmanını yoldaş edindin mi dirisin… İmanla gittin mi ebedîsin” dedi.
  • Tam bu sırada adamın hali değişti gönlü bulandı, leğen getirdiler.
  • Bu, yemekten meydana gelen gönül bulantısı değil, ölüm alâmeti! A ham betbaht, kay etmenin ne faydası var sana?
  • Dört kişi alıp evine götürdüler. Adamcağızın ayakları birbirine dolaşıyordu. 3380
  • Musa’nın öğüdünü dinlemiyor, halifelikte bulunuyorsun ha… Fakat kandini çeliği sağlam bir kılıcın üstüne atıyorsun!
  • Kılıç, senin canını alıverir, hiç utanıp sıkılmaz. Kardeş, bu senin lâyığındır, lâyığın!
  • Musa’nın, o adamın imanla ölmesi için duası
  • Musa, o seher çağı duaya başladı: “Yarabbi, sen, onun imanını alma.
  • Padişahlıkta bulun, bağışla onu… O yanılmış, şaşırmış, haddini bilmemiş, haddinden fazla ileri gitmiş!
  • Bu bilgi, senin harcın değil dedim ama sözümü anlamadı. Başımdan savıyorum sandı. 3385
  • Sopasını ejderha yapabilen kişi ejderhaya el atabilir.
  • Dudağını yumup söylemeyen, sırrı gizleyebilen, gayb sırrını öğrenebilir.