- Geceleri tencere gibi ateş üstünde kaynamakta… Gündüzleri kum gibi akşamlara kadar kan içmekteyim.
- شب همیجوشم در آتش همچو دیگ ** روز تا شب خون خورم مانند ریگ
- Hileye saptım, o bana kızmıştı, yapmak istediğim şeye mâni oldum, hışmından kaçtım diye nadimim.
- من پشیمانم که مکر انگیختم ** از مراد خشم او بگریختم
- Söyleyin… Kızgınlıkla bana ne yapmak istiyorsa yapsın. O kurban bayramıdır, âşık da kurbanlık! 3895
- گو بران بر جان مستم خشم خویش ** عید قربان اوست و عاشق گاومیش
- Öküz uyur, istirahat eder, bir şey yerse kurban bayramı için besleniyor demektir.
- گاو اگر خسپد وگر چیزی خورد ** بهر عید و ذبح او میپرورد
- Beni Musa’nın kurban edilerek ölüyü dirilten öküzü bil. Cüz’lerimin cüz’ü bile hür kişinin hasredilmesine sebeptir.
- گاو موسی دان مرا جان دادهای ** جزو جزوم حشر هر آزادهای
- Musa’nın öküzü de kurban olmuştu. En küçük cüz’ ü bile bir öldürülmüşe hayat verdi.
- گاو موسی بود قربان گشتهای ** کمترین جزوش حیات کشتهای
- Öküzün bazı yerleriyle ölüye vurun hitabı geldi; vurdular. O öldürülmüş adam dirildi, fırlayıp kalktı.
- برجهید آن کشته ز آسیبش ز جا ** در خطاب اضربوه بعضها
- Eğer şu ruhların haşredilmesini istiyorsanız ey ulu kişilerim, bu sözü kesin! 3900
- یا کرامی اذبحوا هذا البقر ** ان اردتم حشر ارواح النظر
- Ben cemaattandım… Öldüm, yetişip gelişen bir varlık, nebat oldum. Nebatken öldüm, hayvan suretinde zuhur ettim.
- از جمادی مردم و نامی شدم ** وز نما مردم به حیوان برزدم
- Hayvanlıktan da geçtim, hayvanken de öldüm de insan oldum. Artık ölüp de yok olmaktan ne korkayım?
- مردم از حیوانی و آدم شدم ** پس چه ترسم کی ز مردن کم شدم
- Bir hamle daha edeyim, insanken öleyim de melekler âlemine geçip kol kanat açayım.
- حملهی دیگر بمیرم از بشر ** تا بر آرم از ملایک پر و سر
- Melek olduktan sonra da ırmağı atlamak, melek sıfatını da terk etmek gerek, “Her, şey fanidir, helâk olur… ancak onun hakikati bakidir.”
- وز ملک هم بایدم جستن ز جو ** کل شیء هالک الا وجهه
- Bir kere daha melekken kurban olur da o vehme gelmeyen yok mu? İşte o olurum. 3905
- بار دیگر از ملک قربان شوم ** آنچ اندر وهم ناید آن شوم
- Yok olurum, suretlerin hepsini terk ederim de erganun gibi “ Biz, mutlaka geri dönenleriz, ona ulaşanlarız” derim…
- پس عدم گردم عدم چون ارغنون ** گویدم که انا الیه راجعون
- Ümmet, bunda ittifak etmiştir. Karanlıklarda gizli olan Âbıhayat yok mu? Ölümdür o.
- مرگ دان آنک اتفاق امتست ** کاب حیوانی نهان در ظلمتست
- Nilüfer gibi ırmağın bu tarafında bit… Susama hastalığına uğrayan adam gibi haris ol, ölümü ara!
- همچو نیلوفر برو زین طرف جو ** همچو مستسقی حریص و مرگجو
- Susama hastalığına uğrayanın ölümü sudur da yine su arar, su içer durur. Allah, doğrusunu daha iyi bilir.
- مرگ او آبست و او جویای آب ** میخورد والله اعلم بالصواب
- Ey ayıp ve ar hırkasını giyinen donmuş, üşümüş âşık sen can korkusuyla candan kaçıyorsun. 3910
- ای فسرده عاشق ننگین نمد ** کو ز بیم جان ز جانان میرمد
- Ey karılara bile ayıp ve ar olan kişi, hele bak… onun aşk kılıcının önünde yüz binlerce can, elceğizlerini çırparak ölüme müştak!
- سوی تیغ عشقش ای ننگ زنان ** صد هزاران جان نگر دستکزنان
- Irmağı gördün ya… Testideki suyu ırmağa döküver. Su, hiç ırmaktan kaçar, çekinir mi?
- جوی دیدی کوزه اندر جوی ریز ** آب را از جوی کی باشد گریز
- Testideki su, ırmağa döküldü mü ırmakta mahvolur, ırmak kesilir.
- آب کوزه چون در آب جو شود ** محو گردد در وی و جو او شود
- Vasfı yok olur da zatı kalır… Artık bundan böyle ne kaybolur, ne kötüleşir, pislenir!
- وصف او فانی شد و ذاتش بقا ** زین سپس نه کم شود نه بدلقا
- Ben de ondan kaçtığım için pişmanım, özrümü bildirmek üzere kendimi onun fidanına astım!” 3915
- خویش را بر نخل او آویختم ** عذر آن را که ازو بگریختم
- Canından el yıkayan o âşığın mâşukuna ulaşması
- رسیدن آن عاشق به معشوق خویش چون دست از جان خود بشست
- Top gibi başının, yüzünün üstüne kapanıp secdeler ederek gözleri yaşlı bir halde Sad-ı Cihan’ın huzuruna gitti.
- همچو گویی سجده کن بر رو و سر ** جانب آن صدر شد با چشم تر
- Herkes, acaba onu yakacak mı, asacak mı diye başını havaya dikmiş bekliyordu.
- جمله خلقان منتظر سر در هوا ** کش بسوزد یا برآویزد ورا