Yolcu, yol bilmezse nasıl gider? Tereddütlerle, gönlü kanlarla dolu olarak!
چون نداند ره مسافر چون رود ** با ترددها و دل پرخون رود
Birisi “Hay adam hay… Yol, burası değil ki!” dese korkusundan hemen oracıkta duruverir.4030
هرکه گویدهای اینسو راه نیست ** او کند از بیم آنجا وقف و ایست
Fakat gönlüyle hakikati duyan, yolu bilen kişinin kulağına hiç öyle hay huylar girer mi?
ور بداند ره دل با هوش او ** کی رود هر های و هو در گوش او
Şu halde bu deve yüreklilerle yoldaş olma. Çünkü onlar, darlık ve korku zamanında kayboluverirler.
پس مشو همراه این اشتردلان ** زانک وقت ضیق و بیمند آفلان
Onlar, lâf da Bâbil sihrine maliktirler, her şeyi yapar, çatarlar ama iş dara geldi mi kaçar, seni yapayalnız bırakıverirler!
پس گریزند و ترا تنها هلند ** گرچه اندر لاف سحر بابلند
Kendine gel ve züppelerden savaş umma. Tavus kuşlarından av avlama hünerini bekleme!
تو ز رعنایان مجو هین کارزار ** تو ز طاوسان مجو صید و شکار
Tabiat tavus kuşuna benzer, sana vesveseler verir, saçma sapan söylenir durur; nihayet seni yerinden yurdundan eder.4035
طبع طاوسست و وسواست کند ** دم زند تا از مقامت بر کند
Şeytan’ın, Kureyş kabilesine “Ahmed’le savaşa girişin, ben de yardım eder, size yardım etmek üzere kabilemi getiririm” demesi, iki saf karşılaşınca da onları bırakıp kaçması
گفتن شیطان قریش را کی به جنگ احمد آیید کی من یاریها کنم وقبیلهی خود را بیاری خوانم و وقت ملاقات صفین گریختن
Şeytan gibi… o da asker içine girdi, yüzün biri oldu, “ Ben size yardımcıyım” dedi, onlara afsun okudu, onları aldattı.
همچو شیطان در سپه شد صد یکم ** خواند افسون که اننی جار لکم
Fakat Kureyş, onun sözüne uyup hazırlanarak iki ordu karşılaşınca,
چون قریش از گفت او حاضر شدند ** هر دو لشکر در ملاقان آمدند
Müminlerin saflarında melek askerlerini gördü…
دید شیطان از ملایک اسپهی ** سوی صف مومنان اندر رهی
Sizin görmediğiniz o gayp askerlerinin saf kurduklarını görünce canı, korkudan bir ateşgede kesildi.
آن جنودا لم تروها صف زده ** گشت جان او ز بیم آتشکده
Ayağını gerisin geriye çekmeye başladı. “Ben pek kalabalık bir ordu görüyorum.4040
پای خود وا پس کشیده میگرفت ** که همیبینم سپاهی من شگفت
Allah’tan korkarım ben, o bana yardım etmez. Çekilin gidin… Ben, sizin görmediğinizi görüyorum” dedi.
ای اخاف الله ما لی منه عون ** اذهبوا انی اری ما لاترون
Hâris dedi ki: “Ey Suraka, neden dün böyle söylemiyordun?”
گفت حارث ای سراقه شکل هین ** دی چرا تو مینگفتی اینچنین
Suraka şekline girmiş olan Şeytan “Şimdi savaşın başlamak üzere olduğunu görüyorum” dedi. Hâris, “Sen, ancak Arapların hor hakir bir topluluğunu görmektesin.
گفت این دم من همیبینم حرب ** گفت میبینی جعاشیش عرب
Bundan başka bir şey görmüyorsun ama ey aşağılık herif, o zaman lâf zamanıydı, şimdi savaş zamanı.
مینبینی غیر این لیک ای تو ننگ ** آن زمان لاف بود این وقت جنگ
Dün ben dayanır, ayak direrim, size yardımda bulunurum, bu suretle de üst gelirsiniz diyordun.4045
دی همیگفتی که پایندان شدم ** که بودتان فتح و نصرت دمبدم
A melûn, dün ordu kumandanı kesilmiştin, şimdi namertleştin, bayağılaştın, korkaklaştın.
دی زعیم الجیش بودی ای لعین ** وین زمان نامرد و ناچیز و مهین
Senin sözüne kandık da geldik… Bu belâ tuzağına düştük” dedi.
تا بخوردیم آن دم تو و آمدیم ** تو بتون رفتی و ما هیزم شدیم
Hâris, bu sözleri söyleyince o melûn bu azardan kızdı, hiddetlendi.
چونک حارث با سراقه گفت این ** از عتابش خشمگین شد آن لعین
Bu sözlerden gönlü dertlendi, kızgınlıkla elini, Hâris’in elinden çekti.
دست خود خشمین ز دست او کشید ** چون ز گفت اوش درد دل رسید
Göğsünü döverek kaçıp gitti; o biçarelerin kanını da bu hileyle döktü.4050
سینهاش را کوفت شیطان و گریخت ** خون آن بیچارگان زین مکر ریخت
O, bunca âlemi yıktı, harap etti de sonra “Ben sizden değilim” dedi.
چونک ویران کرد چندین عالم او ** پس بگفت این بری منکم
Meleklerin heybetini görünce Hâris’in göğsüne bir yumruk aşk edip yere yıktı, kaçıverdi!
کوفت اندر سینهاش انداختش ** پس گریزان شد چو هیبت تاختش
Nefisle Şeytan, ikisi de birdir… Surette kendisini iki gösterdi.
نفس و شیطان هر دو یک تن بودهاند ** در دو صورت خویش را بنمودهاند