- Bundan başka bir şey görmüyorsun ama ey aşağılık herif, o zaman lâf zamanıydı, şimdi savaş zamanı.
- مینبینی غیر این لیک ای تو ننگ ** آن زمان لاف بود این وقت جنگ
- Dün ben dayanır, ayak direrim, size yardımda bulunurum, bu suretle de üst gelirsiniz diyordun. 4045
- دی همیگفتی که پایندان شدم ** که بودتان فتح و نصرت دمبدم
- A melûn, dün ordu kumandanı kesilmiştin, şimdi namertleştin, bayağılaştın, korkaklaştın.
- دی زعیم الجیش بودی ای لعین ** وین زمان نامرد و ناچیز و مهین
- Senin sözüne kandık da geldik… Bu belâ tuzağına düştük” dedi.
- تا بخوردیم آن دم تو و آمدیم ** تو بتون رفتی و ما هیزم شدیم
- Hâris, bu sözleri söyleyince o melûn bu azardan kızdı, hiddetlendi.
- چونک حارث با سراقه گفت این ** از عتابش خشمگین شد آن لعین
- Bu sözlerden gönlü dertlendi, kızgınlıkla elini, Hâris’in elinden çekti.
- دست خود خشمین ز دست او کشید ** چون ز گفت اوش درد دل رسید
- Göğsünü döverek kaçıp gitti; o biçarelerin kanını da bu hileyle döktü. 4050
- سینهاش را کوفت شیطان و گریخت ** خون آن بیچارگان زین مکر ریخت
- O, bunca âlemi yıktı, harap etti de sonra “Ben sizden değilim” dedi.
- چونک ویران کرد چندین عالم او ** پس بگفت این بری منکم
- Meleklerin heybetini görünce Hâris’in göğsüne bir yumruk aşk edip yere yıktı, kaçıverdi!
- کوفت اندر سینهاش انداختش ** پس گریزان شد چو هیبت تاختش
- Nefisle Şeytan, ikisi de birdir… Surette kendisini iki gösterdi.
- نفس و شیطان هر دو یک تن بودهاند ** در دو صورت خویش را بنمودهاند
- Melekle akıl da birdir, himmeti var da onun için iki suret oldu.
- چون فرشته و عقل کایشان یک بدند ** بهر حکمتهاش دو صورت شدند
- İçinde, aklı alan, cana da düşman, dine de düşman olan böyle bir düşmanın var. 4055
- دشمنی داری چنین در سر خویش ** مانع عقلست و خصم جان و کیش
- Bir an kertenkele gibi saldırır… Derken hemencecik bir deliğe kaçıverir.
- یکنفس حمله کند چون سوسمار ** پس بسوراخی گریزد در فرار
- Gönlün de nice delikler var. Her delikten baş çıkarıp durmada!
- در دل او سوراخها دارد کنون ** سر ز هر سوراخ میآرد برون
- Şeytanın insanlardan gizlenmesine, bir deliğe girip saklanmasına “Hunus” derler.
- نام پنهان گشتن دیو از نفوس ** واندر آن سوراخ رفتن شد خنوس
- Onun gizlenmesi de kirpinin büzülüp gizlenmesine benzer. Kirpi büzülür de kafasını çıkarır, tekrar gizler ya… o da öyle işte.
- که خنوسش چون خنوس قنفذست ** چون سر قنفذ ورا آمد شذست
- Allah, Şeytan’a “Hannâs” dedi. Şeytan, kirpinin kafasına benzer. 4060
- که خدا آن دیو را خناس خواند ** کو سر آن خارپشتک را بماند
- Kirpi, kötü avcıdan ürker de büzülür, başını gizler.
- می نهان گردد سر آن خارپشت ** دمبدم از بیم صیاد درشت
- Fırsatını bulunca başını çıkarır… Bu hileyle yılanı bile zebun eder.
- تا چو فرصت یافت سر آرد برون ** زین چنین مکری شود مارش زبون
- Nefis senin iç âleminde yolunu kesmeseydi bu yol kesiciler, sana el atabilirler miydi?
- گرنه نفس از اندرون راهت زدی ** رهزنان را بر تو دستی کی بدی
- Seni kötü şeylere sevk eden şehvetten, o gizli memur yüzünden gönül, hırsa tamaha, afete esir olmuştur.
- زان عوان مقتضی که شهوتست ** دل اسیر حرص و آز و آفتست
- O gizli memur yüzünden hırsız oldun, kendini berbat ettin de nihayet bu görünen memurlar, seni kahretmek için yol buldular. 4065
- زان عوان سر شدی دزد و تباه ** تا عوانان را به قهر تست راه
- Hadisteki şu güzel öğüdü duy; Düşmanlarınızın en kuvvetlisi, içinizdedir!
- در خبر بشنو تو این پند نکو ** بیم جنبیکم لکم اعدی عدو
- Bu düşmanın palavrasını dinleme kaç ondan… Çünkü o da inatta İblis’e benzer.
- طمطراق این عدو مشنو گریز ** کو چو ابلیسست در لج و ستیز
- Dünya sevgisi, dünya geçimine savaşma yüzünden sana o ebedî azabı ehemmiyetsiz gösterir.
- بر تو او از بهر دنیا و نبرد ** آن عذاب سرمدی را سهل کرد