Bu duada çok bulunduk, Lât, Uzzâ ve Menât’a nice secdeler ettik;
این دعا بسیار کردیم و صلات ** پیش لات و پیش عزی و منات
Dedik ki: Eğer Muhammed haksa meydana çıkart, değilse onu bize zebun et.
که اگر حقست او پیداش کن ** ور نباشد حق زبون ماش کن
Şimdi onun Allah yardımına mazhar olduğunu gördük işte… Biz, umumiyetle zulmetmişiz, o nur!4490
چونک وا دیدیم او منصور بود ** ما همه ظلمت بدیم او نور بود
Bu, bize cevap: Dilediğiniz işte meydana çıktı, hanginizin doğru olduğu açığa vuruldu.”
این جواب ماست کانچ خواستید ** گشت پیدا که شما ناراستید
Sonra yine fikirlerindeki bu düşünceyi körletiyorlar, bu sözleri bırakarak diyorlardı ki:
باز این اندیشه را از فکر خویش ** کور میکردند و دفع از ذکر خویش
“Bu düşüncemiz de işimizin tersine gitmesinden meydana geldi; gönlümüzde onun doğru olduğuna dair bir düşüncedir peydahlandı.
کین تفکرمان هم از ادبار رست ** که صواب او شود در دل درست
Birkaç kere galip geldiyse ne oldu ki… Bundan ne çıkar? Zaman da herkese galebe çalıyor!
خود چه شد گر غالب آمد چند بار ** هر کسی را غالب آرد روزگار
Biz de zamaneden kâm aldık, bizim bahtımız da yaver oldu… Biz de ona birkaç kere üst geldik.”4495
ما هم از ایام بختآور شدیم ** بارها بر وی مظفر آمدیم
Sonra yine “O da mağlûp oldu ama mağlûp oluşu, bizim mağlup oluşumuz gibi çirkince, alçakça değildi.
باز گفتندی که گرچه او شکست ** چون شکست ما نبود آن زشت و پست
İyi bahtı o bozgunlukta, o mağlûbiyette bile ona el altından gizlice yüzlerce neşe verdi.
زانک بخت نیک او را در شکست ** داد صد شادی پنهان زیردست
Hatta o, hiç de mağlûba benzemiyordu. Ne gamı vardı, ne üzülüyordu” demekteydiler.
کو باشکسته نمیمانست هیچ ** که نه غم بودش در آن نه پیچ پیچ
Müminlerin nişanesi mağlûbiyettir ama müminin alt oluşunda da bir güzellik var!
چون نشان مومنان مغلوبیست ** لیک در اشکست ممن خوبیست
Misk ve amberi kırsan dünyayı güzel kokularla doldurursun.4500
گر تو مشک و عنبری را بشکنی ** عالمی از فوح ریحان پر کنی
Fakat ansızın eşek tezeğini kırsan evler, baştanbaşa pis kokuyla dolar.
ور شکستی ناگهان سرگین خر ** خانهها پر گند گردد تا به سر
Peygamber, perişan bir halde Hudeybiye’den dönerken “İnna Fetahnâ” devletinin davulu çalındı.
وقت واگشت حدیبیه بذل ** دولت انا فتحنا زد دهل
Rasûl aleyhisselâm’ın Hudeybiye’den dönüşüne Ulu Allah’ın “İnnâ fetahnâ” diye fetih demesindeki sır… o dönüş görünüşte muratsızlığın ta kendisiydi, fakat hakikatte fetihti. Nitekim miski kırmak da görünüşte kırma, hakikatte onun misk oluşunu bildirmek, faydalarını tamamlamaktır
سر آنک بیمراد بازگشتن رسول علیه السلام از حدیبیه حق تعالی لقب آن فتح کرد کی انا فتحنا کی به صورت غلق بود و به معنی فتح چنانک شکستن مشک به ظاهر شکستن است و به معنی درست کردنست مشکی او را و تکمیل فواید اوست
Allah devletinden haber geldi: “Yürü, bu zafere erişemediğinden gam yeme.
آمدش پیغام از دولت که رو ** تو ز منع این ظفر غمگین مشو
Şimdi elindeki bu horluk yok mu? Nimetlere erişmen demektir. İşte şuracıktaki filân kale, filân yer senin!”