English    Türkçe    فارسی   

4
1085-1109

  • Sen safran evleğisin, safran olur... Başka sebzelerle karışıp uzlaşma! 1085
  • Ey safran, sudan gıdanı al da safran ol, zerdeye gir!
  • Şalgam evleğine girip ağzını açma da onunla aynı tabiatta, aynı huya sahip olma!
  • Sen bir evleğe konmuşsun, o bir evleğe... Çünkü “Allah’ın olan yeryüzü pek geniş!”
  • Hele o yeryüzü yok mu? O kadar geniş ki sefere çıkan devler, periler bile orada kaybolmada!
  • O denizde, o ovada, o dağlarda vehim ve hayal bile yol alamaz; kaybolur gider! 1090
  • Şu ova, o yeryüzündeki ovada uçsuz bucaksız denizdeki bir kara kıl gibi kalır!
  • Orada öyle durgun sular var ki akmaları gizlidir... Hepsi de akarsulardan daha taze, daha hoştur!
  • İçten içe can ve ruh gibi gizli gizli akarlar, akıp giden ayakları vardır!
  • Dinleyen uyudu, sözü kısa kes ey hatip... Su üstüne yazı yazmayı bırak gayri!
  • Kalk ey Belkıs, alışveriş pazarı kızıştı... Şu kesatçı hasislerden kaç! 1095
  • Kalk ey Belkıs, ölüm gelip çatmadan şimdi ihtiyarınla kalk!
  • Sonra ölüm, kulağını öyle bir çeker ki hırsız gibi can çekişe sahneye gelir, teslim olursun!
  • Bu eşeklerden ne vakte dek nal çalıp duracaksın? Eğer bir şey çalacaksan bari gel de lâal çal!
  • Kız kardeşlerin ebedîlik mülkünü elde ettiler, sense bu yaslı yurtta kalakaldın!
  • Ne mutlu ona ki bu yurttan sıçradı, çıktı... Çünkü ecel, bu yurdu nihayet yıkar, viran eder! 1100
  • Kalk, gel ey Belkıs de bir kerecik olsun din padişahlarıyla din sultanlarının yurdunu gör!
  • Onlar, görünüşte dostlar arasında nağmelerle deve sürüyorlar ama iç âleminde gül bahçesinde oturmuşlar, zevk u safa ediyorlar.
  • Bahçe, onlar nereye giderse beraber gitmekte... Fakat bu halktan gizli!
  • Meyveler, beni topla, beni devşir diye yalvarmada... Abıhayat, benden iç diye niyaz etmede!
  • Gel de güneş gibi, dolunay gibi, hilâl gibi kolsuz ve kanatsız gökyüzünde dön dolaş! 1105
  • Yürümeye başladın mı ruh gibi ayaksız yürürsün... Çiğneme zahmetine uğramadan yüzlerce yemekler yersin!
  • Ne gemine gam timsahı çarpar... Ne ölümden kötüleşirsin!
  • Sen hem padişahsın, hem asker, hem taht... Sen hem iyi bir bahta nail olursun, hem bizzat baht ve talih kesilirsin!
  • Fakat zahirde bahtın iyi olursa, yüce bir sultan olursa ne fayda... Bu baht başkasınındır, bir gün gelir olur, bahtın döner!