English    Türkçe    فارسی   

4
13-37

  • Üzüm çubuğu, yazdan nasıl hoşlanırsa, onunla nasıl bağdaşmışsa biz de seninle öyle bağdaşmışız, senden öyle hoşlanmaktayız... İstiyorsan emret, çek de çekip götürelim!
  • Ey sabır, varlığın anahtarıdır sırrının emîri, bu kervanı güzel güzel ta hacca kadar çek, götür!
  • Hac, Allah evini ziyarettir, ev sahibini ziyaretse erliktir. 15
  • Hüsameddin, sen bir güneşsin, onun için sana ziya dedim... bu iki söz, Hüsam ve Ziya, senin vasıflarındır.
  • Bu Hüsam ve Ziya birdir... Şüphe yok ki güneşin kılıcı ziyadandır.
  • Nur, ayındır, bu ziya da güneşin... Kuran’ı oku da bak!
  • Babacığım, Kuran güneşe ziya dedi, aya da nur... hele bak da gör!
  • Güneş, aydan daha üstündür ya... Şu halde Ziya’yı da mertebe bakımından nurdan üstün bil! 20
  • Hiç kimse gidilecek yolu ay ışığıyla görmedi de güneş doğunca yol meydana çıktı, göründü.
  • Güneş, alınacak, satılacak şeyleri güzelce gösterdi de bu yüzden pazarlar gündüzleri kuruldu.
  • Kalp akçeyle sağlam akçe iyice ayırt edilsin, kimse hileye kapılmasın, aldanmasın diye.
  • Güneşin nuru yeryüzüne adamakıllı vurdu, alışveriş edenler için âlemlere rahmet kesildi.
  • Fakat bu, kalpazanların istemedikleri bir şeydir. Onlara pek ağır gelir bu iş... Çünkü güneşin nuru, onların işine kesat verir, kalp akçeleri görünür, fark edilir de geçmez olur? 25
  • Kalp akçe, sarrafın can düşmanıdır... Yoksula köpekten başkası düşman olur mu?
  • Peygamberler, düşmanlarla savaşırlar... Melekler de “Yarabbi, sen koru!” diye dua ederler.
  • Allah’ın pek nurlu olan bu kandili hırsızların üflemesinden, onların nefesinden uzak tut!
  • Hırsız ve kalpazan, nura düşmandır vesselâm... Ey feryada yetişen Allah, sen feryadımıza yetiş!
  • Hüsameddin, bu dördüncü deftere nurlar saç! Çünkü güneş de dördüncü kat gökten doğar, âlemi nurlara gark eder. 30
  • Sen de bu dördüncü defterle âlemlere güneş gibi nurlar saç da şehirlerle ülkelere parlarsın, her tarafı nura gark etsin!
  • Bu kitap, masal diyene masaldır... Fakat bu kitapta halini gören, bu kitapla kendini anlayan kişi de erdir!
  • Mesnevi, Nil ırmağının suyudur... Kıptiye kan görünür ama Musa kavmine kan değildir, sudur!
  • Bu sözün düşmanı, şimdi gözüme şöyle görünmede... Cehenneme baş aşağı düşmüş!
  • Ey Hak Ziyası, sen onun halini gördün... Hak, sana, onun işlerine karşılık verdiği cevabı gösterdi! 35
  • Gayb âlemini gören gözün, gayb âlemi gibi üstattır. Bu görüş, bu ihsan, şu âlemden eksik olmasın!
  • Bizim halimiz olan şu hikâyeyi burada tamamlarsan yakışır.