Sonra mezarlığa bir feryad u figandır, bir ahu vahdır düşer... Kıyamete kadar bu yanılmalarına hasret çekip dururlar!
بس به گورستان غریو افتاد و آه ** تا قیامت زین غلط وا حسرتاه
Ne mutlu o kişiye ki ölümden önce öldü... Yani bu üzümün aslından bir koku elde etti!
ای خنک آن را که پیش از مرگ مرد ** یعنی او از اصل این رز بوی برد
Mescid-i Aksâ’nın bir bucağında keçiboynuzu bitmesi ve Süleyman aleyhisselâm’ın o otla konuşması, Süleyman’a hasiyetini ve adını söyleyince Süleyman’ın gamlanması
قصهی رستن خروب در گوشهی مسجد اقصی و غمگین شدن سلیمان علیهالسلام از آن چون به سخن آمد با او و خاصیت و نام خود بگفت
Derken Süleyman bir bucakta başağa benzer bir yeni otun bitmiş olduğunu gördü.
پس سلیمان دید اندر گوشهای ** نوگیاهی رسته همچون خوشهای
Yeşil, taze, görülmedik bir ottu bu... Âdeta yeşilliği göz alıyordu.
دید بس نادر گیاهی سبز و تر ** میربود آن سبزیش نور از بصر
Süleyman, o ota derhal selam verdi; o da selamını aldı; Süleyman, otun güzelliğine şaştı kaldı.1375
پس سلامش کرد در حال آن حشیش ** او جوابش گفت و بشکفت از خوشیش
Dedi ki: adın ne... Dilsiz dudaksız söyle bakalım! Ot ey âlem padişahı bana keçiboynuzu derler, dedi.
گفت نامت چیست برگو بیدهان ** گفت خروبست ای شاه جهان
Süleyman, sen de ne haysiyet var? Dedi. Ot dedi ki: Bittiğim yer yıkılır viran olur.
گفت اندر تو چه خاصیت بود ** گفت من رستم مکان ویران شود
Ben keçiboynuzuyum... Bittiğim yer perişan olur; şu suyun, toprağın yıkıcısıyım ben!