English    Türkçe    فارسی   

4
1440-1464

  • Onun canı delidir, teni de elindeki kılıçtır... o çirkin huylunun elindeki kılıcı al! 1440
  • Bilgisizlere, geçtikleri mevkiin yaptığı fenalığı, yüzlerce aslan bir araya gelse yapamaz!
  • Çünkü ayıbı gizliyken meydan bulur da yılanı, delikten çıkar, sahralara uğrar!
  • Cahil kötü hükümler yürüten bir padişah oldu mu bütün ova yılanla, akreple dolar!
  • Adam olmayanın eline bir mal ve mevki geçti mi, herkesten önce kendi rezilliğini dileyen kendisidir.
  • Çünkü o ya hasisliğe kalkışır, az verir... Yahut cömertliğe girişir, yersiz ihsanlarda bulunur! 1445
  • Şahı, beydak hanesine kor... Ahmak, ihsanda bulundu mu ihsanı, buna benzer işte!
  • Hüküm, bir sapığın eline geçti mi onu mevki sanır ama hakikatte kuyuya düşmüş demektir!
  • Yol bilmez, kılavuzluk etmeye kalkışır... Kötü ruhu, cihanı yakar, yandırır!
  • Yokluk yolunun çocuğu, pirlik etmeye girişirse ardına düşenler, devletsizlik gulyabanisine çatarlar!
  • Gel de sana ayı göstereyim der ama o nursuz pirsiz, ayı hiç görmemiştir ki! 1450
  • Ömrümde ayın aksini suda bile görmemişken nasıl olurda gösterebilirsin a hamhalat, a bön!
  • Ahmaklar baş oldular da akıllılar başlarını kilime çektiler!
  • Yâ eyyühel Müzemmil’in tefsiri
  • Peygambere bu yüzden “Ey kilime bürünen, ey ürküp kaçan, kilimden çık!
  • Kilime baş çekme, yüzünü örtme... Çünkü âlem şaşkın bir beden, sense bu âleme akılsın!
  • Kendine gel de dâvaya kalkışanlardan arlanıp gizlenme... Çünkü sende vahiy mumunun nurları var! 1455
  • Kendine gel de geceleri kalk, çünkü ey Peygamber, mum geceleri ayakta durur!
  • Senin nurun olmadıkça aydın gün bile gecedir... Sana sığınmadıkça aslan bile Tavşan kesilir!
  • Ey Mustafa, bu nur denizinde kaptanlık et... Çünkü sen, ikinci Nuh’sun!
  • Akıllılara bir yol gösterici lâzım... Hele yol, deniz yolu olursa!
  • Kalk da yolu vurulmuş kervana bak... Her yanda kaptan kesilmiş gül yabanileri gör! 1460
  • Sen, vaktin Hızır’ısın, her geminin imdadına yetişen sensin... Ruhullah gibi yalnız yürümeyi âdet edinme!
  • Bu topluluğun önünde gökyüzündeki ışık gibisin, güneşe benziyorsun... Bunlardan gizlenmeye, halveti bezemeye kalkışma!
  • Halvet zamanı değil topluluğa gel! Ey Peygamber, hidayet, Kaf Dağına benzer, sense Hümasın!
  • Dolunay, gökyüzünde geceleri yürür... Köpeklerin sesi yüzünden yürüyüşünü bırakmaz.