English    Türkçe    فارسی   

4
1467-1491

  • Ey şifa, hastayı terk etme... Ey şifa hastayı terk etme... Sağıra kızıp körün sopasını bırakma!
  • Sen demedin mi ki “Körü, yolda tutup yeden Allah’tan yüzlerce ecir alır, yüzlerce sevaba girer!
  • Kim bir körü kırk adım yederse günahları bağışlanır, doğru yolu bulur!”
  • eksik 1470
  • Doğru yolu gösterenin işi budur; sen de doğru yolu gösterensin... Ahir zamanın yasına neşesin sen!
  • Ey takva sahiplerinin imamı, bu hayallere kapılanları, yakîn makamına kadar götür!
  • Kim gönlünden sana karşı bir hile, bir düzen düşünürse onun boynunu ben vururum, sen tasalanma, neşelen, neşeli neşeli yürü!
  • Onun körlüğüne körlükler katarım... O, şeker sanır ama ben ona zehir veririm!
  • Akıllar benim nurumla parlar, aydınlanır... Hileler, benim hilemden öğrenilir! 1475
  • Âlemdeki erkek fillerin ayaklarına göre Türkmen’in kara çadırı nedir ki?
  • Ey benim en ulu Peygamberim, onun mumu, kasırgama karşı nedir?
  • Derhal korkunç sûr sesiyle kalk da binlerce ölü, topraktan çıksın!
  • Sen vaktin İsrafil’isin; doğruca kalk da kıyametten önce bir kıyamet kopar!
  • Kim, “hani, nerede kıyamet?” derse a güzelim, kendini göster, işte kıyamet benim de! 1480
  • Ey mihnetlere düşmüş de soru soran kişi, dikkat et, bak da gör. Bu kıyametten yüzlerce âlem kopmada!
  • Bu zikir ve kunut ehli olmasa ahmağın sorusuna verilecek cevap sükûttan ibarettir padişahım!
  • Duamız kabul edilmeyince Allah göğünden isteğimize sükûtla cevap verilir canım!
  • Harman devşirme zamanı geldi ama yazıklar olsun... Gün bahtımız yüzünden geçti gitti!
  • Gün dar... Hâlbuki bu söz, o kadar geniş ki bütün bir ömür bile ona az gelir! 1485
  • Bu daracık çukurlarda mızrak oyununa girişmek, bu oyunu oynayanları utandırır!
  • Vakit dar... Fakat oğul, halkın hatırı ve anlayışı da vakitten yüz kere daha dar!
  • Ahmağın cevabı, mademki sükûttur... Ne diye sözü uzatıp durursun?
  • Allah rahmetinin yüceliği ve kerem denizinin dalgalanması yüzünden her çorak yere yağmur yağdırıp ıslatmada!
  • Cevap vermemek de cevaptır sözü, ahmağa verilecek cevap susmaktır sözünü tenkit eder. Her ikisi de bu hikâyeyle anlatılmaktadır.
  • Bir padişahın aklı ölmüş, şehveti diri bir kölesi vardı. 1490
  • Padişahın ince hizmetlerini bırakır, kötü düşüncelere dalar, fakat yaptığını iyi sanırdı!