English    Türkçe    فارسی   

4
1542-1566

  • Nihayet dedi ki: A deve, ikimizde âşığız ama birbirimize aykırıyız... Arkadaşlığa lâyık değiliz!
  • Senin sevgin de bana uygun değil, yuların da senden ayrılmak gerek!
  • Bu iki arkadaş da, birbirinin yolunu vurmada... Tenden aşağı inip ayrılmayan can, yol azıtır gider!
  • Senin canın da arşın ayrılığı ile yoksulluğa düşmüş... Teninse diken aşkıyla deveye dönmüş! 1545
  • Can, yücelere kanatlar açmada... Ten, tırnaklarıyla yere sarılmada!
  • Ey vatan aşkıyla ölmüş deve, sen benimle oldukça canım, Leylâ’dan uzak kaldı gitti!
  • Adeta Musa kavminin yıllarca çölde kalışı gibi bende seninle bu hallere düştüm... Ömrüm geldi geçti!
  • Bu yol, vuslata erişmek için iki adımdan ibaret... Hâlbuki ben, senin hilenle tam altmış yıldır, bu iki adımlık yolda kalakaldım!
  • Yol yakın... Fakat ben pek geç kaldım. Bu binicilikten adamakıllı usandım artık! 1550
  • Bu sözleri söyleyip kendisini deveden fırlattı attı, niceye bir dertten yanıp yakılacağım, yandım artık, dedi!
  • Ona o geniş ova daracık bir hale geldi... Kendisini bir taşlığa atıverdi!
  • Hem de öyle bir attı ki o yiğidin bedeni ezildi...
  • Kendisini yere öyle bir fırlattı ki kazara ayağı da kırıldı!
  • Ayağını bağladı, top olurum da dedi, onun çevgânının önüne düşer, yuvarlanarak giderim! 1555
  • İşte güzel sözlü hakîm, tenden inmeyen atlıya bu yüzden lânet etmiştir.
  • Allah aşkı, hiç Leylâ’nın aşkından az değersiz olur mu? Ona top olmak elbette daha doğru, daha yerinde!
  • Top ol da doğruluk yanına yat, aşk çevgâniyle yuvarlanarak git!
  • Çünkü bu yolculuk, binekten indikten sonra Allah çekişiyle olur... Halbuki önceki gidişimiz, deveyle idi!
  • Bu çeşit gidiş, gidişlerden apayrıdır... Bu gidiş cinlerin gidişiyle de olmaz, insanların çalışmasıyla da! 1560
  • Bu çekilip gitme, alelade çekilip gitme değildir... Bunu, Ahmed’in lütfu meydana getirdi vesselâm!
  • Kölenin ücret azlığından şikâyet ederek padişaha yazması
  • Sözü kısa kes de padişaha mektup yazıp gönderen köleyi anlat!
  • O köle, nazenin padişaha savaşla, varlıkla, kinle dolu bir mektup yazıp gönderir.
  • Kalıbın, cesedin mektuptur, ona dikkat et, padişaha lâyık mı, değil mi? Bir anla da sonra gönder!
  • Bir bucağa git, mektubu aç, oku... Bak bakalım, içindeki sözler, padişahlara lâyık olan sözler? 1565
  • Lâyık değilse o mektubu yırt, çaresine bak, başka bir mektup yaz!