- Gümüş bedenli güzellerin vücudu, seni avladıysa ihtiyarlıktan sonra bir de pamuk tarlasına dönen bedene bak! 1600
- گر تن سیمینتنان کردت شکار ** بعد پیری بین تنی چون پنبهزار
- Ey yağlı, ballı yemekleri gören, yiyen, onların fazlasını git de halâda seyret!
- ای بدیده لوتهای چرب خیز ** فضلهی آن را ببین در آبریز
- Pisliğe nerede senin o güzelliğin... Nerede senin tabaklarda o hoş görünüşün, yerken senden duyulan o zevk, o lezzet, de!
- مر خبث را گو که آن خوبیت کو ** بر طبق آن ذوق و آن نغزی و بو
- O sana der ki: o taneydi... Ben de onun tuzağıydım... Sen avlanınca o tane gizlendi!
- گوید او آن دانه بد من دام آن ** چون شدی تو صید شد دانه نهان
- Nice parmaklar vardır ki üstatlar bile onları kıskanır ama sonunda iş işlerken tirtir titrer!
- بس انامل رشک استادان شده ** در صناعت عاقبت لرزان شده
- Can gibi güzel baygın gözler, nihayet görmez olur, onlardan su damlamaya başlar! 1605
- نرگس چشم خمار همچو جان ** آخر اعمش بین و آب از وی چکان
- Aslanların safında giden aslan gibi yiğit er, sonunda bir fareye mağlûp olur!
- حیدری کاندر صف شیران رود ** آخر او مغلوب موشی میشود
- Sanat sahibi ve çevik istidatlı kişiye sonunda bak! İhtiyar eşeğe döner, bunar gider!
- طبع تیز دوربین محترف ** چون خر پیرش ببین آخر خرف
- Akıllılar alan siyah ve miskler saçan kıvırcık saçlar, nihayet boz eşeğin çirkin kuyruğuna döner!
- زلف جعد مشکبار عقلبر ** آخرا چون دم زشت خنگ خر
- Önce açıla saçıla oluşuna güzelce bir gör, sonunda da bozuluşunu, rüsvay oluşunu seyret!
- خوش ببین کونش ز اول باگشاد ** وآخر آن رسواییش بین و فساد
- Önce sana tuzağını apaçık gösteren şey, sonunda ona kapılan hamların bıyığını, sakalını yoldu! 1610
- زانک او بنمود پیدا دام را ** پیش تو بر کند سبلت خام را
- Artık dünya, beni hileleriyle aldattı... Yoksa aklım, onun tuzağından kaçardı elbet deme!
- پس مگو دنیا به تزویرم فریفت ** ورنه عقل من ز دامش میگریخت
- Altın gerdanlığı, hamaili bir gör de bak... Hakikatte nasıl bir tomruktur, bir zincirdir o!
- طوق زرین و حمایل بین هله ** غل و زنجیری شدست و سلسله
- Böylece bütün âlem cüzlerini say dök... Hepsini önünden ve sonundan bir gör!
- همچنین هر جزو عالم میشمر ** اول و آخر در آرش در نظر
- Kim daha ziyade sonu görürse o, daha kutludur... Fakat kim ahırı görürse o daha fazla kovulmuş, sürülmüştür!
- هر که آخربینتر او مسعودتر ** هر که آخربینتر او مطرودتر
- Her şeyin yüzünü güzel ve parlak ay gibi gör... Fakat evvelini gördükten sonra sonunu da seyret! 1615
- روی هر یک چون مه فاخر ببین ** چونک اول دیده شد آخر ببین
- Seyret de kör iblise dönme... o, noksan olduğundan noksan görür, bir yanı görür de bir yanı görmez!
- تا نباشی همچو ابلیس اعوری ** نیم بیند نیم نی چون ابتری
- Âdem’in toprağını gördü de dinini görmedi... Bu âlemi gören maneviyatını görmedi.
- دید طین آدم و دینش ندید ** این جهان دید آن جهانبینش ندید
- Ey, yiğit er, erkeklerin kadınlara üstünlüğü kuvvet, kazanç ve mal mülk bakımından değildir.
- فضل مردان بر زنان ای بو شجاع ** نیست بهر قوت و کسب و ضیاع
- Öyle olsaydı aslan ve fil, daha kuvvetli olduğu için insandan yüce, daha üstün olurdu a kör!
- ورنه شیر و پیل را بر آدمی ** فضل بودی بهر قوت ای عمی
- Ey yalnız bu anı gören, erkeklerin kadınlardan üstün olması erkeğin kadına nazaran daha ziyade sonu görür olmasındandır! 1620
- فضل مردان بر زن ای حالیپرست ** زان بود که مرد پایان بینترست
- Erkek, işin sonunu göremezse işin sonunu görenlere nazaran kadın gibi noksan sayılır!
- مرد کاندر عاقبتبینی خمست ** او ز اهل عاقبت چون زن کمست
- Âlemden iki zıt ses gelmektedir... Bakalım sen hangisine istidatlısın?
- از جهان دو بانگ میآید به ضد ** تا کدامین را تو باشی مستعد
- Bir tanesi, iyi kişilere hayattır... Öbürü kötü kişilere hile!
- آن یکی بانگش نشور اتقیا ** وان یکی بانگش فریب اشقیا
- Bir ses, ey güzel ve bana düşkün olan kişi, ben diken çiçeğiyim... Çiçek dökülür, ben kalırım; diken dalından ibaretim ben der.
- من شکوفهی خارم ای خوش گرمدار ** گل بریزد من بمانم شاخ خار