English    Türkçe    فارسی   

4
2297-2321

  • Zahmet geçti mi o nedamet de yok olur gider... o tövbe ve nedamet, toprak değerinde bile değildir.
  • O nedamet, gam ve elem karanlığı yüzünden yükünü bağladı... Fakat gündüz geldi mi gecenin sözünü mahveder!
  • O gam karanlığı gitti de hoşluk vakti geldi mi gönülden de onun neticesi, o derdin doğurduğu nedamet geçip gider!
  • O adam, tövbe eder ama akıl piri ona “Tekrar dünyaya döndürülseler yine yapma denen şeylere bulaşırlar. Onları yaparlar” diye bağırıp durur. 2300
  • Vehim aklın zıddıdır, onunla savaşır durur. Ona benzer ama o değildir. Akla sahip olan Musa aleyhsselâm’ın vehim sahibi olan Firavunla soru ve cevabı
  • Ey yiğit, akıl, şehvetin zıddıdır... Şehveti dokuyan akla akıl deme.
  • Şehvete mağlûp olana vehim de... Vehim, halis akıllar altınının kalpıdır.
  • Vehimle akıl, mihenk olmadıkça meydana çıkmaz. Her ikisini de hemen mihenge vur.
  • Bu mihenk de Kur’an’dır. Peygamberlerin halidir... Mihenk kalpa gel der.
  • Gel de benim yüzümden ne hale girdiğini gör... Çünkü sen benim ne inişimin ehlisin ne çıkışımın! 2305
  • Aklı bir testere ikiye biçse o ateşteki altın gibi yine gülümser.
  • Vehim, âlemleri yakan Firavundur; akıl, canları parlatan aydınlatan Musa’nındır.
  • Musa, yokluk yoluna gitti... Firavun, ona dedi ki: Sen kimsin?
  • Musa, ben akılım... Ululuk ıssı Allah’ın elçisiyim... Allah’ın ulu bürhanıyım, azgınlıktan insana emniyet veren kişiyim ben!
  • Firavun dedi ki: Sus, huyluyu bırak da sen bana eski adını söyle! 2310
  • Musa dedi ki: Benim nispetim, Allah’ın şu toprak yurdunadır... Asıl adım da onun kullarının en aşağısı.
  • Ben o Allah’ın kulunun oğluyum... Onun cariyesiyle kulundan doğmuşum.
  • Asıl mensup olduğum topraktır; su ve balçıktır... Allah suya toprağa canla gönül vermiştir.
  • Bu toprak bedenimin dönüp gideceği yer de yine topraktır... Senin gideceğin yer de topraktır a mağrur.
  • Bizim de bütün serkeşlerin de aslı topraktır. Hepimiz topraktanız... Buna da yüz türlü nişane var. 2315
  • Bedenine topraktan yardım gelmededir... Boynun topraktan biten gıdalarla düzelip kalınlaşmadadır.
  • Can gitti mi beden o korkunç, mezar da toprak olur gider.
  • Sen de, biz de, sana benzeyenlerde hep toprak olurlar... Senin mevkiin rütben de kalmaz.
  • Firavun dedi ki: Bundan, bu soydan başka bir adın daha var senin... Sana ne ad daha âlâ yaraşır.
  • Firavunun kulu kullarının kulu... Bedeni, canı, önce onun nimetleriyle beslenip yetişen kul. 2320
  • Âsi, azgın ve pek zalim kul... Kötü işi yüzünden yurttan kaçan kul.