English    Türkçe    فارسی   

4
2358-2382

  • Onun nefesi, bunun nefesiyle tutulsun... Ejderham, o ejderhayı mahvetsin!
  • Eğer razı olursan iki yılandan da kurtulursun... Yok, razı olmazsan o ejderha, canını kökünden siler süpürür, seni mahveder!
  • Firavun dedi ki: Pek usta bir büyücüsün... Bu ülkeye bir ikiliktir saldın. 2360
  • Gönlü bir olan halkı iki bölüğe ayırdın... Öyledir; büyücülük, dağa, taşa bile tesir eder... Onları bile yarar, yıkar.
  • Musa şöyle cevap verdi: Ben, Allah emirlerine gark olmuşum... Hiç Allah adı ile büyücülük görülmüş şey midir?
  • Büyücülüğün temeli gaflettir, kâfirliktir... Hâlbuki Musa’nın canı, din meşalesidir.
  • A çirkin, ben büyücülere benzer miyim? Nefesine Mesih bile haset etmededir benim.
  • A cenabet, benim nerem büyücülere benzer? Kitaplar, canımda nurlanır, ışıklanır. 2365
  • Fakat sen heva ve heves kanadı ile uçtuğun için benim hakkımda şüpheye düşüyorsun.
  • Kim hilebazlarla canavarların işini işlerse elbette kerem sahipleri hakkında şüphelenir.
  • Sen, bir âlemin cüzüsün... Ne olursan ol, mutlaka o âlemin külünü kendi sıfatlarında görürsün sen, azgın herif!
  • Döndün de başın döndü mü gözüne ev de dönüyor görünür.
  • Gemiye binersin; gemi hareket etti mi deniz kıyısını yürüyor görürsün! 2370
  • Bir savaştan, bir çekişten canın daralırsa bütün dünyayı dar görürsün!
  • Dostların dilediği gibi hoşluğa erersen, gönlün hoş olursa bu âlem, sana gül bahçesi görünür.
  • Nice kişiler, ta Şam' a Irak' a kadar gittiler de oralarda kâfirlikten, münafıklıktan başka bir şey görmediler.
  • Nice kişiler, ta Hint ülkesine, Herat şehrine dek vardılar da oralarda alış verişten başka bir şey bulamadılar!
  • Niceler, Türkistan’a, Çin’e vardılar da oralarda hileden, tuzaktan başka bir şey görmediler! 2375
  • Sefere giden renkten, kokudan başka bir şey göremezse söyle ona: Bütün iklimleri dolaşsın; hep bunu görür.
  • Öküz Bağdat’a geliverir... Bir ucundan öbür ucuna kadar şehri dolaşır...
  • Bütün o yaşayıştan, o güzelliklerden, o lezzetlerden ancak ve ancak sokaklardaki karpuz kabuğunu görür!
  • Öküzün yahut eşeğin seyrine layık olan şey, sokaklara atılan samanlarla yolarda biten otlardır!
  • Tabiat mıhına kurumuş et gibi asılı kalan kişinin canı, sebeplere bağlanmıştı... Bundan ötesini göremez. 2380
  • Ey başköşede oturan ulu kişi, sebeplerin kalktığı ova, Allah’ın geniş yeryüzüdür.
  • Orada can, her an suret değiştirir... Her an yeniden yeniye ve apaçık bir alem görür.