- Boş testinin ağzını kapadın da havuza yahut ırmağa attın mı?
- چون ببندی تو سر کوزهی تهی ** در میان حوض یا جویی نهی
- Kıyamete kadar batmaz, çünkü içerisi boştur; o boşlukta hava vardır; 2700
- تا قیامت آن فرو ناید به پست ** که دلش خالیست و در وی باد هست
- Yelin meyli, yüceleredir, içinde bulunduğu kabı da yücelere kaldırır.
- میل بادش چون سوی بالا بود ** ظرف خود را هم سوی بالا کشد
- Peygamberlerin cinsinden olan canlar da çekişe çekişe onların yanına giderler.
- باز آن جانها که جنس انبیاست ** سویایشان کش کشان چون سایههاست
- Çünkü bu kısımdan olan kişinin aklı üstündür, şüphe yok ki akıl da yaradılış bakımından melekle aynı cinstendir.
- زانک عقلش غالبست و بی ز شک ** عقل جنس آمد به خلقت با ملک
- Nefis havası da düşmana üstündür, fakat nefis, aşağılık cinstendir, aşağılık âlemine gider!
- وان هوای نفس غالب بر عدو ** نفس جنس اسفل آمد شد بدو
- Kıpti, kötü Firavun' un cinsindendi. İsrail oğulları kabilelerine mensup olanlar da Allah kelimi Musa'nın cinsinden. 2705
- بود قبطی جنس فرعون ذمیم ** بود سبطی جنس موسی کلیم
- Haman, tam Firavun'un cinsindendi. Firavun, o yüzden onu seçmiş, başköşeye geçirmiş, kendisine vezir etmişti.
- بود هامان جنستر فرعون را ** برگزیدش برد بر صدر سرا
- Hâsılı sonunda da Haman, onu başköşeden ta cehennemin dibine kadar çekti. Çünkü o iki pis adam cehennem cinsindendi.
- لاجرم از صدر تا قعرش کشید ** که ز جنس دوزخاند آن دو پلید
- İkisi de cehennem gibi yakıcıydı.. ikisi de nurun, zıddı idi.. ikisi de cehennem gibi gönül nurundan çekinen ve nefret eden kişiydi!
- هر دو سوزنده چو ذوزخ ضد نور ** هر دو چون دوزخ ز نور دل نفور
- Çünkü cehennem, ey mümin, sırattan çabuk geç, nurun ateşimi söndürecek.
- زانک دوزخ گوید ای مومن تو زود ** برگذر که نورت آتش را ربود
- Ey mümin, nurun eteğini sürüdü mü ateşimi, mahvedecek; hemen geç der. 2710
- بگذر اى مومن كه نورت مىكشد ** آتشم را چون كه دامن مىكشد
- Cehennemlik de nurdan ürker, kaçar, çünkü güzelim, cehennem tabiatlıdır o!
- میرمد آن دوزخی از نور هم ** زانک طبع دوزخستش ای صنم
- Mümin, canla başla nasıl cehennemden kaçarsa, cehennem de müminden öyle kaçar!
- دوزخ از مومن گریزد آنچنان ** که گریزد مومن از دوزخ به جان
- Çünkü müminin nuru, ateş cinsinden değildir. Nuru arayan, hakikatte ateşin zıddıdır.
- زانک جنس نار نبود نور او ** ضد نار آمد حقیقت نورجو
- Hadiste gelmiştir: Mümin duada Allah’a yalvarır, cehennemden aman diler ya..
- در حدیث آمدی که مومن در دعا ** چون امان خواهد ز دوزخ از خدا
- Cehennem de canla başla ondan aman diler Yarabbi, beni falandan uzak et der. 2715
- دوزخ از وی هم امان خواهد به جان ** که خدایا دور دارم از فلان
- Cinsiyet cazibesini şimdi bir gör hele, bakalım sen hangi cinstensin; küfür cinsinden mi, iman cinsinden mi?
- جاذبهی جنسیتست اکنون ببین ** که تو جنس کیستی از کفر و دین
- Haman'a meylin varsa Haman'dansın. Musa'ya meylin varsa Sübhan'dan!
- گر بهامان مایلی هامانیی ** ور به موسی مایلی سبحانیی
- İkisine de mailsen, iki cinsten de katışığın var... Nefisle akıl, ikisi de sende karışık!
- ور بهر و مایلی انگیخته ** نفس و عقلی هر دوان آمیخته
- İkisi de savaşta, kendine gel, kendine! Çalış da manalar, suretlere üstün olsun!
- هر دو در جنگند هان و هان بکوش ** تا شود غالب معانی بر نقوش
- 2720.Düşmanını her an bozguna uğramış, mağlûp olmuş göresin. Savaş âleminde bu sevinç kâfidir doğrusu! 2720
- در جهان جنگ شادی این بسست ** که ببینی بر عدو هر دم شکست
- O inatçı suratlı Firavun, nihayet Haman'a kabalıkla bu sözleri söyledi.
- آن ستیزهرو بسختی عاقبت ** گفت با هامان برای مشورت
- Allah Kelim' inin vaatlerini anlattı, o sapığı kendisine mahrem etti!
- وعدههای آن کلیمالله را ** گفت و محرم ساخت آن گمراه را
- Firavun'un, Musa aleyhiselâm'a iman etme hususunda veziri Haman'a danışması
- مشورت کردن فرعون با وزیرش هامان در ایمان آوردن به موسی علیهالسلام
- Firavun, Haman'ı tenha bulunca bunları anlattı. Haman, sıçrayıp yakasını yırttı.
- گفت با هامان چون تنهااش بدید ** جست هامان و گریبان را درید