English    Türkçe    فارسی   

4
2736-2760

  • Düşmanların gözleri aydın olacak da dost körleşecek. Sonra da bize mezarın dibi, gül bahçesi kesilecek ha!
  • Allah lanet etsin, Haman'ın sözlerinin bayağılığı
  • Hamam, dostla düşmanı tanımıyor, tavlayı körcesine ters oynuyordu.
  • A melun, senin düşmanın senden başkası değil., kinine uyup da suçsuzlara düşman deme!
  • Sence bu körü hal devlettir... Yani evveli "Dev-koş", sonu da "Let- dayak ye!"
  • Bu devletten sürüne sürtüne kaçmazsan şu baharın daima güz olur gider! 2740
  • Doğu ve batı, senin gibi niceleri görmüştür, sonunda hepsinin de başı, bedeninden kesilmiş gitmiştir!
  • Doğuyla batının bile kararı yokken nasıl olur da bir adamı ebedî edebilirler?
  • Korkudan, zindana girmekten ürkme yüzünden halk, sana birkaç günceğiz yaltaklandı, onunla öğünüyorsun ha!
  • Fakat halk, kime secde ederse onun canını zehirliyor demektir.
  • 2745.Bir kere devlet, yüz çevirdi, bir kere bahtı döndü mü kendisine secde edenin kendisini zehirlediğini o da anlar, bilgi sahibi olan adam da! 2745
  • Ne mutlu ona ki nefsini aşağılatmıştır. Vay o kişiye ki serkeşlikle dağ gibi başkaldırmıştır!
  • Bu ululuk, bil ki zehirli bir şaraptır, o şarapla aptal kişi sarhoş olur.
  • Bir devletsiz, zehirli şarabı içti mi bir zamancağız neşeden başını sallar ama
  • Bir an sonra zehir, canına tesir eder; can verip can almaya başlar!
  • Onun zehirli olduğuna inanmıyorsan bak da gör; Ad kavmine o zehir neler etti? 2750
  • Bir padişah, başka bir padişahı tuttu mu ya öldürür, ya bir zindana hapseder!
  • Fakat bir düşkün dertliyi görse derdine merhem bulur, ona ihsanlarda bulunur!
  • O ululanma zehir değilse neden padişah, onu suçsuz, hatasız öldürüyor?
  • Öbürüne de, kendisine bir kullukta bulunmadığı halde neden iltifat ediyor? Bu iki harekete bakıp zehiri anlamak mümkündür!
  • Yol kesen, asla bir yoksulu dövüp vurmaz. Kurt ölü kurdu katiyen ısırmaz! 2755
  • Hızır, gemiyi kötü kişilerin ellerinden kurtarabilmek için deldi, kırdı.
  • Mademki kırık gemi kurtuluyor, sen de kırıl! Emniyet, yoksulluktadır, yürü, yoksul ol!
  • Madeni olan ve madende birkaç parası bulunan dağ, külünk, kazma yaralarıyla paramparça oldu.
  • Kılıç, boynu olanın boynunu keser, gölge, yerlere döşenmiştir; o hiç yaralanmaz!
  • Ululuk, fazla ateştir a azgın... Kardeş, kendini ateşe nasıl atıyorsun ki? 2760