English    Türkçe    فارسی   

4
2757-2781

  • Mademki kırık gemi kurtuluyor, sen de kırıl! Emniyet, yoksulluktadır, yürü, yoksul ol!
  • Madeni olan ve madende birkaç parası bulunan dağ, külünk, kazma yaralarıyla paramparça oldu.
  • Kılıç, boynu olanın boynunu keser, gölge, yerlere döşenmiştir; o hiç yaralanmaz!
  • Ululuk, fazla ateştir a azgın... Kardeş, kendini ateşe nasıl atıyorsun ki? 2760
  • Yerle bir olan, bak hele, oklara hedef olur mu hiç?
  • Fakat yerden başkaldırdı mı o zaman hedefler gibi çaresiz yaralanır!
  • Bu bizlik, benlik, halkın merdivenidir, halk, nihayet bu merdivenden düşer!
  • Kim merdivenin daha üstüne çıkarsa daha aptaldır. Çünkü düşünce onun kemikleri daha beter kırılır!
  • Bunlar fer'i lerdir. Asıllarıyla şudur: Yücelik, Allah' ya şirk koşmadır! 2765
  • Ölmedin de onunla ditilmedin mi ona ortak olmaya, ülke ve devlet kazanmaya savaşan bir düşmansın!
  • Fakat onunla dirildin mi, zaten dirilen odur... Bu, tam birliktir; nerde şerik oluş?
  • Fakat bunu işlerinin aynasında gör. Çünkü bunu sözle, dedikoduyla anlayamazsın!
  • İçimdekini söylersem çok ciğerleri kan kesiliverir!
  • Artık bu kadarını kâfi göreyim, zaten anlayanlara bu, yeter... Köyde kimse varsa iki kere seslendim işte! 2770
  • Hâsılı Haman, o kötü sözlerle böyle bir yolu Firavun' a kesti!
  • Devlet lokması da ağzına kadar gelmişti. Haman, Firavun'un boğazını kesiverdi!
  • Firavun'un harmanını o, yele verdi. Hiçbir padişahın böyle veziri olmasın!
  • Musa aleyhisselâm'ın Haman'ın sözlerinin tesiriyle Firavun'un imana gelmesinden ümidini kesmesi
  • Musa dedi ki: Ben sana lütuflar gösterdim, cömertliklerde bulundum, fakat ne yapayım? Allah, sana kısmet etmemiş!
  • Hakikî olmayan padişahlığı ne el bil, ne yen! 2775
  • Çalma, çırpma padişahlık, cansız, gönülsüz ve gözsüzdür.
  • Sana padişahlığı halk verdiyse borç alır gibi yine senden alır!
  • İğreti padişahlığı Allah' ya ver de Allah sana herkesin kabul edeceği hakikî bir padişahlık versin!
  • Arap beylerinin, ülkeyi ve devlet! Aramızda bölüşelim de kavga, gürültü kalmasın diye Mustafa aleyhisselâm'a müracaatları, Mustafa aleyhisselâm'ın "Ben, bu beyliği yapmaya memurum" diye cevap vermesi, iki tarafın da birbirleriyle bahse girişmeleri
  • Arap beyleri toplanıp Peygamber' in yanına gelerek çekişmeye başladılar.
  • Dediler ki: Sen bir beysin... Bizim de her birimiz birer beyiz! Şu beyliği bölüşelim, ülkenin sana düşen kısmını al! 2780
  • Her birimiz, kendisine düşen bölüğe razı olsun; sen de artık bizim hissemizden el yıka!