Fakat ey inanılır, itimat edilir kişiler, pislere temiz şeyler lâyık değildir ki!
مر خبیثان را نسازد طیبات ** درخور و لایق نباشد ای ثقات
Onlar, vahyin güzel kokusuyla eğrilmişler, sapıtmışlardır da “Siz bize uğursuzsunuz, biz, sizin yüzünüzden kötülüğe uğradık” diye feryada başlamışlardır.
چون زعطر وحی کژ گشتند و گم ** بد فغانشان که تطیرنا بکم
“Bu söz, bize zahmet veriyor, bu sözden hastalanıyoruz... Sizin vaazınız iyi değil, bize iyi gelmiyor.
رنج و بیماریست ما را این مقال ** نیست نیکو وعظتان ما را به فال
Eğer yine susmaz da nasihate başlarsanız derhal sizi taşlar, öldürürüz.285
گر بیاغازید نصحی آشکار ** ما کنیم آن دم شما را سنگسار
Biz, oyunla, abes ve saçma şeylerle semirmişiz... Öğüte hiç alışmamışız!
ما بلغو و لهو فربه گشتهایم ** در نصیحت خویش را نسرشتهایم
Bizim gıdamız yalandır, asılsız lâftır, saçma sapan sözlerdir... Sizin bildirdiğiniz şeyler, midemizi bozuyor.
هست قوت ما دروغ و لاف و لاغ ** شورش معدهست ما را زین بلاغ
Siz bu sözlerle hastalığımızı yüzlerce defa artırıyor... Akla ilâç olarak afyon veriyorsunuz” demişlerdir.
رنج را صدتو و افزون میکنید ** عقل را دارو به افیون میکنید
معالجه کردن برادر دباغ دباغ را به خفیه به بوی سرگین
Delikanlı, kardeşine yapacağı ilâcı kimse görmesin diye halkı uzaklaştırdı.
خلق را میراند از وی آن جوان ** تا علاجش را نبینند آن کسان
290.Gizli bir şeyler söyler gibi ağzını kulağına götürdü, sonra da o şeyi burnuna koydu.290
سر به گوشش برد همچون رازگو ** پس نهاد آن چیز بر بینی او
Köpek pisliğini avucuna sürtmüştü... Pis beynin ilâcını bu pislikle görmüştü.
کو به کف سرگین سگ ساییده بود ** داروی مغز پلید آن دیده بود
Avucunu koklatır koklatmaz adam, deprenmeye başladı. Halk, bu pek mühim bir afsun dediler...
ساعتی شد مرد جنبیدن گرفت ** خلق گفتند این فسونی بد شگفت
Afsunu okuyup kulağına üfürdü... Adam adeta ölmüştü, afsun imdadına yetişti!
کین بخواند افسون به گوش او دمید ** مرده بود افسون به فریادش رسید
Kötü kişilerin hareketi o yandandır... Zina, bakışla, göz ve kaş işaretiyle harekete gelir.
جنبش اهل فساد آن سو بود ** که زنا و غمزه و ابرو بود
Kime öğüt miski fayda vermezse muhakkak o, kötü kokulara alışmıştır.295
هر کرا مشک نصیحت سود نیست ** لا جرم با بوی بد خو کردنیست
Allah, müşrikler, tâ ezelden pislik içinde doğduklarından onlara “Necis-pis” demiştir.
مشرکان را زان نجس خواندست حق ** کاندرون پشک زادند از سبق
Pislik içinde doğan kurt, ebediyen huyundan dönmez, ambere bakmaz!
کرم کو زادست در سرگین ابد ** مینگرداند به عنبر خوی خود
Ona nur saçısı isabet etmemiştir... O, tamamı ile cisimden ibarettir, kabuk gibi içsiz, gönülsüzdür o!
چون نزد بر وی نثار رش نور ** او همه جسمست بیدل چون قشور
Hak nuru saçısından nasibi varsa, bu nur, ona da değmişse pisliğe düşse bile Mısır’da olduğu gibi o pislik içine gömülen yumurtadan bir kuş meydana gelir!
ور ز رش نور حق قسمیش داد ** همچو رسم مصر سرگین مرغزاد
300.Fakat meydana gelen kuş, evde beslenen pis tavuk cinsinden değildir, bilgi ve anlayış kuşudur.300
لیک نه مرغ خسیس خانگی ** بلک مرغ دانش و فرزانگی
Sen de nurdan nasipsize benziyorsun; çünkü burnunu pisliğe sokmadasın!
تو بدان مانی کز آن نوری تهی ** زآنک بینی بر پلیدی مینهی
Ayrılığından yüzün, benzin sarardı ama sarı bir yapraksın, olmamış bir meyvesin!
از فراقت زرد شد رخسار و رو ** برگ زردی میوهی ناپخته تو
Çömlek, ateşten, isten simsiyah oldu, is rengini aldı; fakat et, kartlığından öylece duruyor, hiç pişmemiş!
دیگ ز آتش شد سیاه و دودفام ** گوشت از سختی چنین ماندست خام
Seni tam sekiz yıl ayrılık ateşiyle kaynattım ama hamlığın, münafıklığın, bir zerre bile eksilmemiş!
هشت سالت جوش دادم در فراق ** کم نشد یک ذره خامیت و نفاق
Hastalıktan donmuş kalmış koruksun sen... Hâlbuki koruklar, şimdi kuru üzüm haline geldi, sense hala hamsın!”305
غورهی تو سنگ بسته کز سقام ** غورهها اکنون مویزند و تو خام
Âşığın hileye sapıp suçuna özür getirmesi ve niyetini gizlemeye savaşması, sevgilinin, bu hileyi de anlaması
عذر خواستن آن عاشق از گناه خویش به تلبیس و روی پوش و فهم کردن معشوق آن را نیز
Âşık dedi ki: “Kusuruma bakma... Bakayım, bana uyacak mısın, yoksa namuslu musun diye seni sınadım.
گفت عاشق امتحان کردم مگیر ** تا ببینم تو حریفی یا ستیر