English    Türkçe    فارسی   

4
2839-2863

  • Adam dedi ki: Bu derin denizde bir gün iki bölük halkın bahse giriştiklerini gördüm.
  • Onlar çekişir bahsederken halk onların başına üşüştü. 2840
  • Ben de kalabalığın arasına karıştım, onların sözlerini, hallerini anlamak için durdum, bekledim.
  • Bir bölüğü âlem fânidir... şüphe yok ki bu yapının bir yapıcısı var diyordu.
  • Öbür bölüğün bu âlem kadimdir, evveli yoktur, yaratıcısı yapıcısı da yoktur... varsa bile kendisidir diyordu.
  • Tanrıya inanan, yaratıcıyı inkar ettin... geceyle gündüzü getirip götüren ve rızk veren Tanrıya münkir oldun, dedi.
  • Filozof ben dedi... delilsiz sözü dinlemem, taklide ancak ahmak olan kapılır! 2845
  • Hadi delilini göster... yoksa bu âlemde delilsiz söz dinlemem ben!
  • Mümin dedi ki: Delil, canımdadır... canımın içinde gizli delilim var!
  • Senin gözün zayıftır, hilâli göremezsin; fakat ben görüyorum, bana kızma.
  • Dedikodu uzadıkça uzadı... dinleyenlerde bu bezenmiş âlemin başına, sonuna hayran olup kaldılar.
  • Mümin,dostum dedi... gönlümde bir delil var... bence, bu, âlemin sonradan yaratıldığına bir alâmet! 2850
  • İyice inanmışım... inancımın nişanesi de şu: İyice inanan ateşe bile girse,
  • Aşıklardaki aşk sırrı gibi ona bir ziyan gelmez, yanmaz, mahvolmaz!
  • Sözlerinin sırrı, ancak yüzümün sarılığından, zayıflığından anlaşılır.
  • Yanaklara akan kanlı göz yaşları, sevgilinin güzelliğine delildir.
  • Filozof, ben halkın hepsine de delil olamayan bu şeylere ehemmiyet vermem, bunları delil saymam, dedi. 2855
  • Mümin dedi ki: Kalp akçe ile halis akçe bahse girişseler... halis akçe, sen kalpsın; ben halisim, iyiyim dese,
  • Son sınama ateştir... bu iki arkadaş ateşe düştüler mi?
  • Halkın ileri gidenleri de hallerini anlar, alelâde olanları da... herkes, şüpheden kurtulur, onların ne olduklarını iyice anlar bilir.
  • Canım, su ve ateş de gizli olan halis akçayla kalpı sınamak, için yaratılmıştır.
  • Sen ve ben... ikimiz de ateşe girelim... bu işe şaşıp kalanlara bakî bir delil olalım! 2860
  • Ben de, sen de birden denize dalalım... çünkü ben de bu halka bir delilim sen de!
  • Öyle yaptılar; ateşe girdiler... ikisi de kendilerini kızgın ateşe attılar.
  • Tanrı var diye iddia eden kurtuldu öbür haramzade yandı, mahvoldu.