Müminle filozof bu işe karar verdiler... mucizelerin devam ettiği zuhur etti; doğru olan galip oldu... bu cevaptan
چون گرو بستند غالب شد صواب ** در دوام و معجزات و در جواب
Anladım ki âlemin evveli vardır, bu gök kubbe sonradan yaratılmıştır diyen haklıdır.
فهم کردم کانک دم زد از سبق ** وز حدوث چرخ پیروزست و حق
Münkirin getirdiği delilin yüzü daima sarıdır... o inkârın doğruluğuna nerede bir nişane?
حجت منکر هماره زردرو ** یک نشان بر صدق آن انکار کو
Münkirlerin övüldüğü bir minare nerede? Alemde böyle bir minare göster bana da onların doğruluğuna nişane olsun.2870
یک مناره در ثنای منکران ** کو درین عالم که تا باشد نشان
Hani nerede bir mimber ki oraya birisi çıksın da bir münkirin zamanını ansın.
منبری کو که بر آنجا مخبری ** یاد آرد روزگار منکری
Paraların üstüne basılan peygamber adları, kıyamete kadar onların doğruluğuna alâmettir.
روی دینار و درم از نامشان ** تا قیامت میدهد زین حق نشان
Padişahların paraları değişir durur.. fakat Ahmed’in parası, kıyamete dek sürer gider!
سکهی شاهان همی گردد دگر ** سکهی احمد ببین تا مستقر
Altın olsun, gümüş olsun... bir paranın üstünde bir münkirin adını gösterene!
بر رخ نقره و یا روی زری ** وا نما بر سکه نام منکری
Hadi bunu mucize sayma! Peki bir de güneş gibi apaydın olan ve adına Ümmül Kitap denen yüz dilli Kuran’a bak!2875
خود مگیر این معجز چون آفتاب ** صد زبان بین نام او امالکتاب
Kimsenin ondan bir harfi çalmaya, yahut sözüne bir söz katmaya ne haddi var, ne kudreti!
زهره نی کس را که یک حرفی از آن ** یا بدزدد یا فزاید در بیان
Üstünün dostu ol ki üstün olasın... kendine gel be hey azgın, mağluplara dost olma!
یار غالب شو که تا غالب شوی ** یار مغلوبان مشو هین ای غوی
Münkirin delili, ancak ve ancak şudur: Ben şu görünen yurttan başka bir şey görmüyorum!
حجت منکر همین آمد که من ** غیر این ظاهر نمیبینم وطن
Hiç düşünmez ki nerede bir görünen şey varsa o, gizli hikmetleri haber vermededir.
هیچ نندیشد که هر جا ظاهریست ** آن ز حکمتهای پنهان مخبریست
Her görünen şeyin faydası, faydanın ilaçlarda gizli oluşu gibi o şeyin içinde gizlidir.2880
فایدهی هر ظاهری خود باطنیست ** همچو نفع اندر دواها کامنست
“Gökleri ve yeri ve ikisi arasındakileri hak üzere yarattım” yani onları yalnız görün diye değil,sizin görmediğiniz mâna ve bakî olan bir hikmet için yarattım âyetinin tefsiri
تفسیر این آیت کی و ما خلقنا السموات والارض و ما بینهما الا بالحق نیافریدمشان بهر همین کی شما میبینید بلک بهر معنی و حکمت باقیه کی شما نمیبینید آن را
Hiçbir ressam var mıdır ki yaptığı resmi, hiçbir menfaat ümidi gözetmeden yalnız resim yapmak için yapsın.
هیچ نقاشی نگارد زین نقش ** بی امید نفع بهر عین نقش
Hem resim yapmak için yapar, hem de uluların büyüklerin bir vesile ile kederlerinden kurtulmalarını ister.
بلک بهر میهمانان و کهان ** که به فرجه وارهند از اندهان
Çocukların neşelenmesini, bu resimle ölüp gitmiş dostların, dostlar tarafından hatırlanmasını diler.
شادی بچگان و یاد دوستان ** دوستان رفته را از نقش آن
Hiçbir testici yoktur ki içine su konmasını düşünmeden testisini, sırf testi yapmak için yapsın!
هیچ کوزهگر کند کوزه شتاب ** بهر عین کوزه نه بر بوی آب
Hiçbir kâseci yoktur ki kaseyi ancak kâse olmak için yapsın da içine yemek konmak için yapmasın!2885
هیچ کاسه گر کند کاسه تمام ** بهر عین کاسه نه بهر طعام
Hiçbir hattat yoktur ki özene bezene yazdığı yazıyı yalnız yazısını, yazısının güzelliğini göstermek için yazsın da okumak için yazmasın.
هیچ خطاطی نویسد خط به فن ** بهر عین خط نه بهر خواندن
Görünen suret gayp âlemindeki surete delâlet eder, o da başka bir gayp suretinden vücut bulmuştur.
نقش ظاهر بهر نقش غایبست ** وان برای غایب دیگر ببست
Böylece bunları, görüşünün miktarınca ta üçüncü dördüncü, onuncu surete kadar say dur.
تا سوم چارم دهم بر میشمر ** این فواید را به مقدار نظر
Oğul bunla, satrançtaki oyunlara benzer... her oyunun faydasını ondan sonrakinde gör.
همچو بازیهای شطرنج ای پسر ** فایدهی هر لعب در تالی نگر
Bu oyunu, o gizli oyunu oynamak için, onu da diğer bir oyun için... nihayet o oyunu da bir başka oyun için oynarlar.2890
این نهادند بهر آن لعب نهان ** وان برای آن و آن بهر فلان
Gözünü böylece etraftan ileriye çevir de ta karşındakini mat edip oyunu kazanıncaya dek ne oyunlar oynayacaksan hepsini gör.
همچنین دیده جهات اندر جهات ** در پی هم تا رسی در برد و مات