English    Türkçe    فارسی   

4
2921-2945

  • Tanrı Musa’nın gönlüne vahyetti: “Ey seçilmiş kişi ben seni seviyorum.”
  • Musa ey kerem sahibi dedi: sebebini söyle de neyse onu arttırayım.
  • Tanrı dedi ki: Çocuk,anası kendisine kızsa bile yine anasına sarılır!
  • Ondan başka birisinin varlığını bile bilmez... ondan mahmurdur, ondan sarhoş.
  • Anası ona bir sille indirse yine anasına gelir, ona sokulur. 2925
  • Ondan başka kimseden yardım istemez... bütün şerri de odur, bütün hayrı da o.
  • Senin hatırında da hayırdan, şerden bizden başka kimse yok... başka yerlere dönüp bakmıyorsun bile!
  • Benden başka ne varsa sence taştan, kerpiçten ibaret... ister çocuk olsun, ister genç, ister ihtiyar, hiç kimseye aldırış ettiğin yok.
  • Namazda “İyyake nâbüdü- yalnız sana taparız” ve belâ vakitlerinde “Senden başkasından yardım istemeyiz” demek de buna benzer.
  • Bu “İyyake nâbüdü” lûgatte hasrdır ve ancak ziyanı gidermeye münhasırdır. 2930
  • “İyyake nestaîn” de hasr içindir ve yardım istemeyi yalnız Tanrı’ya hasreder.
  • Yani bu ayetin mânası şudur: Ancak sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım isteriz.
  • Padişahın nedime kızması,birisinin şefaat ederek bağışlanmasını,dilemesi,padişahın bu şefaati kabulü,nedimin,neden şefaat ettin diye o adama incinmesi
  • Bir padişah, nedimlerinden birine kızdı, onun tozunu dumanına katmak, onu mahvetmek istedi.
  • Kılıcını kınından çekti, yaptığı hareketin cezasını verecek, nedimin başını kesecekti.
  • Kimsede bir şey söyleme, yahut birisinin şefaat edip bağışlanmasını dilemeye kudret yoktu. 2935
  • Yalnız padişah yakınlarından İmadülmülk adlı birisi, Mustafa’casına şefaate kalkıştı;
  • Yerinden sıçrayıp hemen secdeye kapandı... padişah da derhal kılıcını elinden bıraktı..
  • Dedi ki: “İfrit bile olsa bağışladım... Şeytan bile olsa suçunu örttüm.
  • Ayağını ortaya attın mı atmadın mı? Yüzlerce ziyanda bulunmuş olsa razıyım.
  • Yüz binlerce kızgınlıktan geçebilirim... senin benim yanımda o derece bir değerin vardır. 2940
  • Senin yalvarmana aldırış etmezlikten gelemem... senin yalvarman benim yalvarmam demektir.
  • Yerle gök birbirine karışsaydı bu adamı yine affetmezdim.
  • Vücudunun her zerresi, ayrı, ayrı yalvarsaydı yine başını kılıçtan kurtaramazdı.
  • Fakat bağışladım diye seni minnetli bir hale getirmiyorum ha... yalnız benim yanımdaki değerinin anlatıyorum ey benim yanımdaki değerini anlatıyorum ey benim nedimim!
  • Bunu sen yapmadın, ben yaptım... ey sıfatları, bizim sıfatlarımızda görülmüş, ey varlığını bize vermiş olan nedim! 2945