English    Türkçe    فارسی   

4
2950-2974

  • O nedim zahmetten belâdan kurtuldu, fakat bu şefaatçiye öyle bir incindi ki selâm bile vermez oldu. 2950
  • O ihlâs sahibi kişiden dostluğu kesti... yolda rastlasa yüzünü duvara döner, selâm vermezdi!
  • Kendisini kurtaran arkadaşına âdeta yabancı olmuştu... halk şaşırdı, bu iş, ağızlara yayıldı, hikaye gibi söylenmeye başlandı.
  • Herkes, deli değilse neden canını satın alan arkadaşı ile dostluktan vazgeçti.
  • O, onun başını kurtardı, canını satın aldı... ayağının bastığı yer toprak kesilmeliydi.
  • Halbuki bu tersine hareket etti, ondan vazgeçti, böyle bir dosta kin gütmeye başladı diyordu. 2955
  • Aralarını bulmak isteyen birisi onu kınadı da dedi ki: Böyle bir öğütçü dosta neden bu cefada bulunuyorsun?
  • Padişahın o has dostu, senin canını satın aldı, boynun vurulmadı, kurtuldun, fakat seni o kurtardı!
  • Kötülük bile yapsaydı kaçmaman gerekti... halbuki o temiz ve iyi dost, sana iyilikte bulundu!
  • Nedim dedi ki: Ben, canımı padişaha feda edecektim... o, neden araya girdi de şefaatte bulundu?
  • O anda ben Tanrıyla öyle bir haldeydim ki aramıza seçilmiş bir peygamber bile giremezdi! 2960
  • Padişahın kahrından başka bir rahmet istemem, ondan başka kimseye sığınamam.
  • Ben, padişaha yüz tutmuş, onu sevmiş, ondan başkasını yok bilmişim!
  • Kahrı ile başımı kesse bile bana altmış tane can bağışlar!
  • Benim işim başımla oynamak, arlıktan geçmektir... padişahımın işi de baş bağışlamaktır.
  • Padişahın eliyle kesilen başa ne mutlu... yazıklar olsun ondan başkasına eğilen başa ! 2965
  • Padişah kahreder de geceyi zift gibi karanlık bir hale sokarsa gece, öyle bir yüce dereceye erer ki binlerce bayram günü olmadan bile arlanır!
  • Padişahı gören kimsenin padişahın etrafında dönmesi kahrın da üstündedir, lûtfun da; küfürden de üstündür, dinden de!
  • Buna ait âlemde bir söz yoktur... gizlidir, gizlidir gizli!
  • Çünkü bu güzel ve temiz adlarla sözler, Âdem kirmanından zuhur etti.
  • “Allemel’esma” Âdem’e imamdı, fakat ayın lâm elbisesi ile değil! 2970
  • Âdem başına sudan,topraktan bir külâh koyunca o cana ait adların yüzü karardı.
  • Suyla topraktan mâna zuhur etsin diye cana ait adlar, harf ve nefes nikabiyle yüzlerini örttüler.
  • Söz, gerçi bir bakımdan mânayı açar ama on bakımdan da örter, gizler!
  • Halil’e Cebrail aleyhisselâm’ın “Hacetin var mı? Diye sorması,onun da “Var..var ama senden değil“ diye cevap vermesi
  • Ben, zamanın Halil’iyim, o da Cebrail’dir. Bela çağında onun kılavuzluğunu istemem ben!