English    Türkçe    فارسی   

4
3031-3055

  • O yalanın, şu fâni tendir... doğrun da Tanrıya mensup olan can!
  • Yıllardır şu ten ayranı meydandadır da can yağı onda fâni ve değersiz bir hale gelmiştir.
  • Nihayet Tanrı, bir elçi kulunu, ayranı yayığa koyup döven birisini gönderir de,
  • Bende bir ben gizli olduğunu bileyim diye sıfatla hünerle o yayığı döver.
  • Yahut da zatından âdeta bir cüz olan bir kulunun sözünü izhar eder de o söz, vahiy arayan kişinin kulağına girer. 3035
  • Müminin kulağı, vahyimizi kavrar, beller... öyle kulak, insanı Hakk’a davet edenin eşidir, arkadaşıdır.
  • Âdeta çocuğun kulağına benzer; anasının sözleriyle dolar da söze başlar, konuşur.
  • Çocukta anlayan bir kulak olmazsa anasının sözünü duymaz, dilsiz olur.
  • Anadan doğma sağır, daima dilsizdir de... söyleyen kişi, sözü önce anasından duymuştur.
  • Bil ki sağır ve dilsizin kulağı, âfetlerden bir âfettir... ne söz dinlemeye kabiliyeti vardır, ne de bellemeye. 3040
  • Belletilmeden söyleyen Tanrıdır, çünkü onun sıfatları, sebeplerden ayrıdır.
  • Yahut Âdem gibi ana ve dadı hicabı olmaksızın Tanrı telkini ile söyler.
  • Yahut da Tanrı belletmesiyle Mesih gibi doğar doğmaz konuşur.
  • Doğuşundaki zina ve fesat töhmetlerini reddetmek, zinadan doğmadığını anlatmak için dile gelir.
  • Çalışmada bir hareket gerek ki ayran, gönüldeki yağdan ayrılsın! 3045
  • Yağ, ayran içinde âdeta yok gibidir de ayran, varlık alemine bayrak dikmiştir.
  • Sen de var olarak görünen deriden ibarettir... fâni görünen yok mu?Asıl var olan odur işte!
  • Yağlanmamış, eskimemiş ayranın varsa dövüp yağını çıkarmadıkça sakın harcama!
  • Hemen onu bilgiyle elden ele alarak döndüre dur da gizlendiğini meydana çıkarsın.
  • Çünkü bu fâni olan şey, bakînin delilidir... nitekim sarhoşların yalvarmaları da sâkiye delildir! 3050
  • Buna dair başka bir misâl
  • Bayraklardaki aslanların hareketi, gizli bir yelin varlığından haber verir.
  • Yeller esmeseydi ölü aslan havada nasıl olur da hareket ederdi?
  • Aslanın hareketlerinden rüzgârın sabah yeli, yahut cenup rüzgârı olduğunu anlarsın... bu hareket, o gizli rüzgârı anlatır.
  • Şu beden de bayraktaki aslana benzer... düşünce onu her an oynatır durur!
  • Doğudan gelen düşünce sabah yelidir... batıdan gelen ufunetli cenup yeli! 3055