English    Türkçe    فارسی   

4
3054-3078

  • Şu beden de bayraktaki aslana benzer... düşünce onu her an oynatır durur!
  • این بدن مانند آن شیر علم ** فکر می‌جنباند او را دم به دم
  • Doğudan gelen düşünce sabah yelidir... batıdan gelen ufunetli cenup yeli! 3055
  • فکر کان از مشرق آید آن صباست ** وآنک از مغرب دبور با وباست
  • Bu düşünce yelinin doğuşu, başka doğudur... bu düşünce yelinin batısı, o yandadır!
  • مشرق این باد فکرت دیگرست ** مغرب این باد فکرت زان سرست
  • Ay cansızdır, doğusu da cansız... fakat gönlün doğusu canlar canının canıdır!
  • مه جمادست و بود شرقش جماد ** جان جان جان بود شرق فاد
  • Gündüzün doğan şu güneş yok mu... iç âlemini aydınlatan güneşin doğuşundan bir kabuktur, onun bir aksidir ancak!
  • شرق خورشیدی که شد باطن‌فروز ** قشر و عکس آن بود خورشید روز
  • Çünkü ten, can yalımı olmadı mı ölür gider... artık onca ne gündüz vardır, ne gece!
  • زآنک چون مرده بود تن بی‌لهب ** پیش او نه روز بنماید نه شب
  • Beden olmaz, fakat ruh olursa gece ve gündüz bakîdir, düzenlidir. 3060
  • ور نباشد آن چو این باشد تمام ** بی‌شب و بی روز دارد انتظام
  • Nitekim göz, rüyada ay ve güneş olmadığı halde ayı da görür, güneşi de!
  • هم‌چنانک چشم می‌بیند به خواب ** بی‌مه و خورشید ماه و آفتاب
  • Arkadaş uykumuz ölümün kardeşidir... bu kardeşe bak o kardeşi anla!
  • نوم ما چون شد اخ الموت ای فلان ** زین برادر آن برادر را بدان
  • Sana, rüya ölümün fer’idir derlerse sakın ha, hakikatine erişmedikçe bu sözü dinleme!
  • ور بگویندت که هست آن فرع این ** مشنو آن را ای مقلد بی‌یقین
  • Ruhun uykuda öyle şeyler görür ki yirmi yıl uyanık kalsan onları göremezsin!
  • می‌بیند خواب جانت وصف حال ** که به بیداری نبینی بیست سال
  • Rüyanı tâbir ettirmek için bir hayli zaman bilgiç padişahlara koşar, 3065
  • در پی تعبیر آن تو عمرها ** می‌دوی سوی شهان با دها
  • Şu rüyanın tâbiri nedir diye sorarsın... böyle bir sırra fer’i demek köpekliktir!
  • که بگو آن خواب را تعبیر چیست ** فرع گفتن این چنین سر را سگیست
  • Bu söylediğimiz rüya, alelâde halkın gördüğü rüyadır... Tanrıya yaklaşmış erlerin rüyası ile Tanrı seçmesinin, Tanrı yakınlığının ta kendisidir.
  • خواب عامست این و خود خواب خواص ** باشد اصل اجتبا و اختصاص
  • Fil gerektir ki uyuyunca rüyasında Hindistan’ı görsün!
  • پیل باید تا چو خسپد او ستان ** خواب بیند خطه‌ی هندوستان
  • Eşek, hiç Hindistan’ı rüyada görmez... çünkü Hindistan’dan ayrılmamış, gurbete düşmemiştir ki!
  • خر نبیند هیچ هندستان به خواب ** خر ز هندستان نکردست اغتراب
  • Fil gibi adam akıllı bir can gerek ki uykusunda iştiyakla Hindistan’a gitsin! 3070
  • جان هم‌چون پیل باید نیک زفت ** تا به خواب او هند داند رفت تفت
  • Fil Hindistan’ı arar, ister... o yüzden bu istek bu anış geceleyin bir surete bürünüp ona görünür.
  • ذکر هندستان کند پیل از طلب ** پس مصور گردد آن ذکرش به شب
  • “Tanrıyı anın” emrine uymak, bir herzevekilin işi değil... “Tanrına dön “emrine uymak, her kalleşin ayağının harcı değil.
  • اذکروا الله کار هر اوباش نیست ** ارجعی بر پای هر قلاش نیست
  • Fakat sen meyus olma; file benze! Fil değilsen bile fil olmaya çalış.
  • لیک تو آیس مشو هم پیل باش ** ور نه پیلی در پی تبدیل باش
  • Âlemdeki kimyagerlere bak... her an sırça üzerine resim yapanların seslerini duy!
  • کیمیاسازان گردون را ببین ** بشنو از میناگران هر دم طنین
  • Onlar gök boşluğuna suretler düzerler... benim için senin için işler yaparlar! 3075
  • نقش‌بندانند در جو فلک ** کارسازانند بهر لی و لک
  • Ey tavuk karasına uğramış adam! Yeni yakası misler kokan erleri görmüyorsan şu sana dokunan şeyleri gör bari!
  • گر نبینی خلق مشکین جیب را ** بنگر ای شب‌کور این آسیب را
  • Toprağından her an yeniden yeniye otlar biter; onları gör... her an anlayışına yeni bir şey dokunur; onlara bak!
  • هر دم آسیبست بر ادراک تو ** نبت نو نو رسته بین از خاک تو
  • İbrahim Ethem de rüyada hicapsız olarak bütün gönül Hindistan’ını gördü de,
  • زین بد ابراهیم ادهم دیده خواب ** بسط هندستان دل را بی‌حجاب