Padişah bu oğlan elden gitti dedi. Adam dedi ki: İşte ulu bir derman olarak geldim ya! 3165
گفت شاهش کین پسر از دست رفت ** گفت اینک آمدم درمان زفت
Bu büyücülerden hiç kimse o kocakarıya eşit olamaz... ancak ben, o yandan geldim, büyüde bilgim çoktur... onunla ben başa çıkarım!
نیست همتا زال را زین ساحران ** جز من داهی رسیده زان کران
Musa’nın eli gibi Tanrı izniyle onun büyüsünü kökünden yıkar, mahvederim.
چون کف موسی به امر کردگار ** نک برآرم من ز سحر او دمار
Çünkü bana bu bilgi Tanrı tarafından verildi... hor hakîr büyücülere şakirtlik ederek öğrenmedim.
که مرا این علم آمد زان طرف ** نه ز شاگردی سحر مستخف
Onun büyüsünü bozmak şehzadenin benzinin sarılığını gidermek için geldim ben!
آمدم تا بر گشایم سحر او ** تا نماند شاهزاده زردرو
Seher çağında mezarlığa git de orada duvarın yanında kireçle boyanmış bir ak mezar var. 3170
سوی گورستان برو وقت سحور ** پهلوی دیوار هست اسپید گور
Orasını kıbleye doğru kaz; Tanrının kudretine, kuvvetine bak!
سوی قبله باز کاو آنجای را ** تا ببینی قدرت و صنع خدا
Bu hikâye pek uzundur, sen de usandın... bari fazlasını bırakayım da hulâsasını söyleyeyim.
بس درازست این حکایت تو ملول ** زبده را گویم رها کردم فضول
O sıkı düğümleri çözdü şehzadeyi mihnetten kurtardı.
آن گرههای گران را بر گشاد ** پس ز محنت پور شه را راه داد
Çocuk kendisine gelince koşa, koşa babasının tahtına vardı, yüzlerce mihnetle,
آن پسر با خویش آمد شد دوان ** سوی تخت شاه با صد امتحان
Secdeye kapandı, yüzünü yerlere sürdü... koltuğunda da bir kılıç ve bir kefen vardı. 3175
سجده کرد و بر زمین میزد ذقن ** در بغل کرده پسر تیغ و کفن
Padişah şenlikler yaptırdı şehir halkı sevindi, o ümidini kesmiş gelinde muradına erdi.
شاه آیین بست و اهل شهر شاد ** وآن عروس ناامید بیمراد
Âlem yeni baştan dirildi, parladı! Şaşarım doğrusu o günde bir gündü bugün de bir gün!
عالم از سر زنده گشت و پر فروز ** ای عجب آن روز روز امروز روز
Padişah ona öyle bir düğün yaptı ki köpeklerin önüne bile gülsuyu şerbeti kondu.
یک عروسی کرد شاه او را چنان ** که جلاب قند بد پیش سگان
Büyücü kocakarı kederinden geberdi... çirkin yüzünü de cehennem Malikine tapşırdı çirkin huyunu da!
جادوی کمپیر از غصه بمرد ** روی و خوی زشت فا مالک سپرد
Şehzade o kocakarı benim aklımı nasıl oldu da çeldi diye hayretlere düşmüştü! 3180
شاهزاده در تعجب مانده بود ** کز من او عقل و نظر چون در ربود
Güzellikte aya benzeyen ve güzellerin güzellik yolunu kesip vuran gelini görünce,
نو عروسی دید همچون ماه حسن ** که همی زد بر ملیحان راه حسن
Aklı başından gitti düşüp bayıldı... tam üç gün aklı başına gelmedi!
گشت بیهوش و برو اندر فتاد ** تا سه روز از جسم وی گم شد فاد
Üç gün üç gece kendisini kaybetti. Halk onun baygınlığından meraka düştü.
سه شبان روز او ز خود بیهوش گشت ** تا که خلق از غشی او پر جوش گشت
Gül suları ile, ilâçlarla nihayet kendisine geldi... yavaş yavaş açıldı, iyiyi, kötüyü anlamaya başladı.
از گلاب و از علاج آمد به خود ** اندک اندک فهم گشتش نیک و بد
Bir yıl sonra padişah söz arasında ona dedi ki: Oğlum hele o eski sevgiliyi hatırla bakalım! 3185
بعد سالی گفت شاهش در سخن ** کای پسر یاد آر از آن یار کهن
O seninle beraber yatanı, o yatağı bir hatırla da bu derece vefasız ve acı sözlü olma.
یاد آور زان ضجیع و زان فراش ** تا بدین حد بیوفا و مر مباش
Şehzade bırak baba dedi... ben, neşe yurdunu buldum, gurur yurdunun aldanma diyarının kuyusundan kurtuldum.
گفت رو من یافتم دار السرور ** وا رهیدم از چه دار الغرور
Mümin yol buldu da karanlıktan Hak nurunun bulunduğu tarafa yüz çevirdi mi öyle olur işte!
همچنان باشد چو مومن راه یافت ** سوی نور حق ز ظلمت روی تافت
Şehzade,insanoğludur,Tanrı halifesidir,babasıda meleklerin secde ettikleri,Tanrı halifesi Âdem Safî’dir Kâbil’li kocakarı dünyadır;insanoğlunu babasından büyü yaparak ayırdı;peygamberle veliler de buna çare bulan o hekimdir.
در بیان آنک شهزاده آدمی بچه است خلیفهی خداست پدرش آدم صفی خلیفهی حق مسجود ملایک و آن کمپیر کابلی دنیاست کی آدمیبچه را از پدر ببرید به سحر و انبیا و اولیا آن طبیب تدارک کننده
Kardeş bil ki şehzade sensin bu eski dünyada yeniden doğmuşsun!
ای برادر دانک شهزاده توی ** در جهان کهنه زاده از نوی