English    Türkçe    فارسی   

4
3208-3232

  • Ümmetlerin ışığı olan peygamber, bu dünya ile öbür dünyaya ortaklar demedi mi?
  • Şu halde bununla buluşmak ondan ayrılmaktır... bu bedenin sıhhati, canın hastalığıdır.
  • Bu geçitten ayrılmak müşküldür, o duraktan ayrılmaksa bil ki daha müşkül! 3210
  • Nakıştan ayrılmak bile sana güç geliyor... nakkaşından ayrılmak ne kadar güç gelir ya!
  • Ey aşağılık dünya ayrılığına sabretmeyen dost, Tanrı ayrılığına nasıl sabredeceksin?
  • Bu kara sudan ayrılamıyorsun da Tanrı kaynağından ayrılmaya nasıl katlanıyorsun ya?
  • Bu kara suyu içmedikçe pek dinlenemiyor, esenleşemiyorsun... iyi kişilerden ve onların içtikleri kaynak suyundan ayrılınca halin ne olur?
  • Bir nefescik Tanrı güzelliğini görsen canın da ateşlere düşer, vücudun da! 3215
  • Ondan sonra bu suyu cife görürsün... Tanrı yakınlığının debdebesini gördün mü,
  • Şehzade gibi sevgiline kavuşursun... ayağındaki dikeni çıkarırsın!
  • Kendinden geçmeye çalış da hemencecik kendini bul... doğrusunu Tanrı daha iyi bilir.
  • Aklını başına devşir; her zaman kendinle eş olma... her an eşek gibi balçığa düşme.
  • Bu sürçme, gözünün iyi görmeyişindendir... kör gibi inişi yokuşu göremiyorsun. 3220
  • Yusuf’un gömleğinin kokusunu kendine senet yap... çünkü onun kokusu gözleri aydın eder!
  • O gizli suretle o alındaki nur, peygamberlerin gözlerini uzakları görür bir hale getirmiştir.
  • O yüzün nuru, insanı ateşten kurtarır... kendine gel de iğreti nura kâni olma.
  • Bu nur, insana ancak içinde bulunduğu zamanı gösterir; bedeni aklı ve ruhu uyuz eder.
  • Görünüşü nurdur ama hakikatte ateştir. Eğer ışık istiyorsan iki elini de bu nurdan çek! 3225
  • Ancak içinde bulunduğu zamanı ve hali gören göz ve can, nereye giderse gitsin an be an yüzüstü düşer.
  • Bu çeşit insanlar içinde uzağı gören olsa bile hünersizdir... görür ama uykuda uzağı nasıl görürse öyle görür.
  • Dere kıyısında dudakların kupkuru... yatar uyursun; su aramak içinde seraba doğru koşup gidersin!
  • Uzaklarda serabı görür ona koşar... görüşüne âşık olur,
  • Uykuda arkadaşlarına gönlü gözü açık olan benim, perdeleri deler, her şeyi görürüm ben... 3230
  • İşte bak, şimdi de o tarafta su gördüm... hadi, koşalım, oraya varalım diye atar tutarsın... halbuki o gördüğün seraptır senin.
  • Her adımda bu güzelim sudan biraz daha uzaklaşırsın... koşa, koşa seni aldatan o seraba gûya yaklaşır, fakat hakiki sudan uzak düşersin.