English    Türkçe    فارسی   

4
3354-3378

  • Felsefeye kapılan adam gibi hani... o da ölüm gününde aklı, kolsuz kanatsız gördü de,
  • Kararsızca itiraf etti o zaman... dedi ki: Zeka ile atımızı saçma ve asılsız yerlere sürdük! 3355
  • Gururlandık aldandık da erlerden baş çektik... hayal denizinde yüzdük durduk.
  • Halbuki ruh dininizde yüzgeçlik hiçmiş... burada Nuh’un gemisine girmekten başka bir çare yokmuş.
  • O peygamberler padişahı da böyle buyurdu: Bu kül denizinde, bu okyanusta gemi benim!
  • Yahut da benim can gözüme varis olan, doğrulukta benim yerime geçen halifemdir.
  • Yiğit, gemiden yüz döndürmemem gerek... işte biz, denizdeki Nuh gemisiyiz! 3360
  • Kenan gibi her dağa gitme... Kuran’dan “Bu gün kurtuluş yoktur “ayetini duy!
  • Gözün bağlı da bu gemi, onun için sana aşağı, düşünce dağın da pek yüksek görünmede!
  • Aman ha aman bu alçacık gemiye hor bakma... Tanrının buna gelip duran ihsanına bak.
  • Düşünce dağının yüceliğine de pek bakma... çünkü onu bir dalga altüst ediverir!
  • Eğer Kenan’san, sana bunun gibi iki yüz nasihat versem yine bana inanmazsın! 3365
  • Bu sözü Kenan’ın kulağı nereden kabul edecek? Onu Tanrı mühürlemiş gitmiş.
  • Tanrının mühürlediği kulağa öğüt mü girer? Sonradan olan şey, ezeli hükmü nasıl değiştirir?
  • Fakat Kenan değilsin ümidi ile yine sana bir hoş söz söyleyeyim:
  • Nihayet bunu ikrar edeceksin, bari kendine gel de ilk güne bak, son günü gör!
  • Son günü görebilirsin sen... yalnız sonu gören gözünü yıpratma, kör etme. 3370
  • Kim kutlucasına işin sonunu görürse hiçbir an yolda sürçmez.
  • Her an bu düşüp kalkmayı istemiyorsan bir erin ayak bastığı toprağı gözüne çek.
  • Onun ayağının bastığı toprağı gözüne sürme yap da bu külhaniliği başından at!
  • Çünkü bu şakirtlikte, bu yokluğa düşmeyle iğne bile olsan Zülfikar kesilirsin.
  • Her seçilmiş erin ayak bastığı toprağı gözüne sürme gibi çek; o toprak, gözünü hem yakar, hem aydınlatır. 3375
  • Deve gözü ışılansın diye diken yer de onun için gözü nurlar saçar!
  • Katırın deveye “Ben yol yürürken yüzüstü düşü düşü veriyorum,halbuki sen az düşüyorsun,bu neden diye sorması,devenin cevabı
  • Katırın biri bir gün bir deveyle buluştu... ikisi de bir ahıra düştüler.
  • Katır dedi ki: “Ben tepede, düzde, pazarda, köyde çok düşüyorum.