English    Türkçe    فارسی   

4
3366-3390

  • Bu sözü Kenan’ın kulağı nereden kabul edecek? Onu Tanrı mühürlemiş gitmiş.
  • Tanrının mühürlediği kulağa öğüt mü girer? Sonradan olan şey, ezeli hükmü nasıl değiştirir?
  • Fakat Kenan değilsin ümidi ile yine sana bir hoş söz söyleyeyim:
  • Nihayet bunu ikrar edeceksin, bari kendine gel de ilk güne bak, son günü gör!
  • Son günü görebilirsin sen... yalnız sonu gören gözünü yıpratma, kör etme. 3370
  • Kim kutlucasına işin sonunu görürse hiçbir an yolda sürçmez.
  • Her an bu düşüp kalkmayı istemiyorsan bir erin ayak bastığı toprağı gözüne çek.
  • Onun ayağının bastığı toprağı gözüne sürme yap da bu külhaniliği başından at!
  • Çünkü bu şakirtlikte, bu yokluğa düşmeyle iğne bile olsan Zülfikar kesilirsin.
  • Her seçilmiş erin ayak bastığı toprağı gözüne sürme gibi çek; o toprak, gözünü hem yakar, hem aydınlatır. 3375
  • Deve gözü ışılansın diye diken yer de onun için gözü nurlar saçar!
  • Katırın deveye “Ben yol yürürken yüzüstü düşü düşü veriyorum,halbuki sen az düşüyorsun,bu neden diye sorması,devenin cevabı
  • Katırın biri bir gün bir deveyle buluştu... ikisi de bir ahıra düştüler.
  • Katır dedi ki: “Ben tepede, düzde, pazarda, köyde çok düşüyorum.
  • Hele dağ terekesinden aşağı inerken her zaman korkumdan tepe taklak kapanırım.
  • Sense yüz üstü pek az düşersin... bu neden? Yoksa senin arı canın devletlik mi ki? 3380
  • Ben her an tepesi üstü düşer, dizimi vurur, yüzümü, dizimi kanlara bularım!
  • Palanım, yüküm baş aşağı olur; kiracıdan da daima dayak yerim.
  • Hani az akıllı adam gibi... o da aklının kıtlığından günahından tövbe eder... her an da tövbesini bozar.
  • O tövbe bozan reyindeki, azmindeki gevşekliğinin yüzünden zamanede İblise maskara olur.
  • Her an yükü ağır olan ve taşlık yolda gitmeye savaşan topal beygir gibi tepesi üstüne düşer. 3385
  • O ters huylu, tövbesini bozduğu için kafasına gaybtan tokatlar yer durur.
  • Sonra tekrar gevşek azmiyle tövbe eder... fakat Şeytan “Ne yaptın?” der demez tövbesini bozar.
  • Pek zayıftır... fakat kendisini öyle ulu görür, öyle kibirlenir ki Tanrıya ulaşanlara bile hor bakar!
  • Ey deve, sense mümine benzersin; yüz üstü az düşer, burnunu az vurursun!
  • Sende ne var ki afete uğramıyorsun... sürçmüyor, yüz üstü az düşüyorsun? 3390