Hattâ o takva sahibi yalnız kendi halini görmez... batıdakilerin halini de görür, doğudakilerin halini de!
حال خود تنها ندید آن متقی ** بلک حال مغربی و مشرقی
Nur, onun gözünde, gönlünde yurt tutar... neden mi dedin? Vatan sevgisi yüzünden!
نور در چشم و دلش سازد سکن ** بهر چه سازد پی حب الوطن
Hani Yusuf gibi... o da ayın, güneşin kendisine secde ettiğini önce rüyasında gördü.
همچو یوسف کو بدید اول به خواب ** که سجودش کرد ماه و آفتاب
On yıl önce hattâ daha önce gördükleri Yusuf’un başına geldi.
از پس ده سال بلک بیشتر ** آنچ یوسف دید بد بر کرد سر
“Mümin Tanrı nuru ile görür” sözü saçma değil... Tanrı nuru, gökleri bile delip geçer.3400
نیست آن ینظر به نور الله گزاف ** نور ربانی بود گردون شکاف
Senin gözünde o nur yok... yürü, sen hayvani duygulara kapılıp kalmışsın!
نیست اندر چشم تو آن نور رو ** هستی اندر حس حیوانی گرو
Sen, gözünün zayıflığından ayağının önünü görürüsün... zayıfsın kılavuzun da zayıf!
تو ز ضعف چشم بینی پیش پا ** تو ضعیف و هم ضعیفت پیشوا
Elle ayağa kılavuzluk eden gözdür... basılacak tutulacak yeri de o görür, basılmayacak tutulmayacak yeri de o!
پیشوا چشمست دست و پای را ** کو ببیند جای را ناجای را
Sonra bir de benim gözüm pek aydındır... bir de şu var: Yaradılışım tertemizdir benim.
دیگر آنک چشم من روشنترست ** دیگر آنک خلقت من اطهرست
Çünkü ben, helâlzadeyim... zinadan olma ve sapıklardan değilim ben.3405
زانک هستم من ز اولاد حلال ** نه ز اولاد زنا و اهل ضلال
Sense şüphe yok ki zinadan olmasın... yay kötü oldu mu ok eğri gider!”
تو ز اولاد زنایی بیگمان ** تیر کژ پرد چو بد باشد کمان
Katırın,devenin cevaplarını tasdik edip onun üstünlüğünü ikrar etmesi,ondan yardım dileyip doğru bir yürekle ona sığınması,devenin katıra iltifatı,yol göstermesi ve babacasına,padişahcasına ona yardım etmesi
تصدیق کردن استر جوابهای شتر را و اقرار کردن بفضل او بر خود و ازو استعانت خواستن و بدو پناه گرفتن به صدق و نواختن شتر او را و ره نمودن و یاری دادن پدرانه و شاهانه
Katır doğru dedin ey deve dedi... bu sözü söyler söylemez de gözleri yaşlarla doldu.
گفت استر راست گفتی ای شتر ** این بگفت و چشم کرد از اشک پر
Bir müddet ağladı, devenin ayağına kapandı; dedi ki: Ey kulların Tanrısınca seçilmiş er,
ساعتی بگریست و در پایش فتاد ** گفت ای بگزیدهی رب العباد
Lûtfetsen de beni kulluğa kabul etsen ne ziyana girersin?
چه زیان دارد گر از فرخندگی ** در پذیری تو مرا دربندگی