English    Türkçe    فارسی   

4
3602-3626

  • O sebepler, tabiatçı ilaca dayansın; müneccim, yıldızları gözlesin! (T.M.)
  • Münafık, hırs ve tamah sevkiyle ve bir şey bulamamak korkusuyla, erkenden pazara gelsin! (T.M.)
  • Allah’a ibadet etmemiş, hatta yüzünü yıkamamışken, o cehennem lokması, yiyecek aramaktadır. (T.M.)
  • Yayılıp otlayan kuzu gibi, avam halkının canı da hem yer, hem de yenir. (T.M.) 3605
  • Kuzu otlayıp yayıldıkça, kasap, “O, bizim için otlayıp semiriyor” diye sevinir. (T.M.)
  • Sen, yiyip içme hususunda, cehennem gibi oburluk eder, cehennem için semirir durursun. (T.M.)
  • Bir gün bari hikmet otlağından yayıl da, kalbin, gelişip güzelleşsin! (T.M.)
  • Ama ten gıdası, bu hikmet rızkına mani olur. Çünkü ruh, tacirdir; ten ise, yol kesici! (T.M.)
  • Yol kesici, odun gibi yanar kül olursa, tacirin mumu parlak yanar. (T.M.) 3610
  • Ey insan! Sen şuurdan ibaretsin, gerisi o şuuru örter. Binaenaleyh, kendini kaybetme de, boş yere uğraşma! (T.M.)
  • Bilmiş ol ki, her şehvet, şarap ve afyon gibi şuur perdesidir. Akıllı bir kimse, onun tesiriyle şaşkınlaşır. (T.M.)
  • Sanma ki, insan ancak şaraptan sarhoş olur, aklı gider; bütün şehvetler, gözü ve kulağı bağlar! (T.M.)
  • Şeytan, şarap içmekten uzaktı; onu, kibir ve inkârı sarhoş etmişti. (T.M.)
  • Sarhoş, olmayanı var olarak gören, bakırı ve demiri de altın olarak gören kimsedir. (T.M.) 3615
  • Ey Musa! Bu sözün sonu yoktur. Dudağını hemen oynat ki, yeniden yeşillikler bitsin. (T.M.)
  • Musa emre uyunca, derhal yeryüzü yeşerdi, sümbüller ve iri taneli başaklarla doldu. (T.M.)
  • Kıtlık görmüş ve sığır açlığına uğrayıp, ölüm haline gelmiş olan Kıptiler, hemen o nimete saldırdılar. (T.M.)
  • İnsanlar ve hayvanlar, birkaç gün Hakk’ın bu ihsanı ile karınlarını iyice doyurdular.(T.M.)
  • Karınları doyup bol bol nimet bulunca, isyankâr oldular; zaruret gidince azgınlaştılar. (T.M.) 3620
  • Bilmiş ol ki, beden aç kalmayınca, itaatkâr olmaz. Onu, tokken ibadete sevk etmek, soğuk demiri dövmek gibidir. (T.M.)
  • O beden ve ondaki nefs ağlasa ve inim inim inlese de, aklını başına al, Müslüman olmaz. (T.M.)
  • Nefis, kıtlık zamanı Musa’nın huzurunda, yerlere kapanıp yalvaran Firavun’a benzer. (T.M.) 3625
  • İnsan, ihtiyaçtan kurtulunca azar. Hani eşeğin, yükünü atınca çifte fırlatması gibi... (T.M.)